14. Hukuk Dairesi 2016/2771 E. , 2018/6464 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.10.2009 gününde verilen dilekçe ile borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 23.10.2009 tarihli dilekçesi ile murisi eşi ..."un 1927 doğumlu olup 01.10.2009 tarihinde vefat ettiğini, murisi ile 08.03.1950 tarihinde evlendikten sonra Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 200/524 - 2011/544 sayılı ilam ile 25.12.2001 tarihinde boşandıklarını, ancak sonradan 23.03.2009 tarihinde yeniden evlendiklerini, davalı ..."un 1947 doğumlu olup 05.12.2008 tanzim tarihli 50.000 TL miktarlı muristen senet alıp 13.10.2009 tarihinde icra takibinde bulunduğunu, veraset ilamına göre muris ile müşterek çocukları diğer iki mirasçının mirası reddettiklerini, muris ..."un kanser, senil demans ve epilepsi hastası olup senetle borçlanma, hukuki ehliyeti olmadığını, senet bedelsiz olduğu gibi senet tarihinde murisin davalıya hiçbir borcu bulunmadığını beyanla 2009/10280 sayılı icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptali ve % 40 inkar tazminatı bedelini istemiştir.
Davalı vekili Muris ..."un 28 yıllık öğretmen emeklisi olup davalının kardeşi olduğunu, murisin epilepsi ve senil demans hastalığına hiç bir zaman yakalanmadığını, murisin 05.12.2008 tarihinde kendi el yazısı ile yazdığı belgede açıkladığı üzere davalı kardeşi ..."un hissesine düşen payı bu güne kadar veremediği nedeniyle 50.000 TL"lik borç senedini vermiş olduğunu, yazılı belgesiyle açıkladığını, borç senedinin geçerli olduğunu, bununla ilgili CD görüntü ve yazılı beyanları ibraz ettiklerini, bütün yazıların ve belgelerin muris ..."a ait olduğunu, davanın reddi ile % 40 inkar tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, murisin dava konusu senedin tanzim tarihi 05.12.2008 tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığını belirten 23.07.2012 tarihli Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının dava konusu senedi düzenleyen muris ..."un eşi olduğu uzun yıllar önce anlaşamayarak boşandıktan sonra 23.03.2009 tarihinde tekrar evlendikleri, murisin dava konusu senedin tanzim tarihi 05.12.2008 tarihinde fiili ehliyete sahip olmadığı, davacının dava açmakta haklı olduğu, davalının kötüniyetli olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, davacının ... 1. İcra Müdürlüğünün 2009/10263 Esas sayılı takip dosyasına esas 05.12.2008 tanzim tarihli 50.000 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline, senet bedelinin % 40 kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine 27.12.2012 tarihinde karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, takip konusu alacağın % 40’ı oranında kötüniyet tazminatına karar verilmiştir. İcra takibine itirazın iptali davalarının dayanağı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesidir. İcra İflas Kanununun 67/2. fıkrasına göre de itirazın iptali davasında alacaklının tazminatla mahkum edilebilmesi için icra takibinin haksız ve kötü niyetli olarak yapılmasının sübuta ermesi bunun dışında diğer tarafın istekte bulunması gerekir.
Görülüyor ki yasa koyucu yararına tazminata karar verilebilmesi için icra takibi yapan alacaklının hem haksız olması ve hem de kötü niyetli olması koşulunu birlikte aramıştır.
Somut olayda, yargılama yapılarak taraflar arasındaki uyuşmazlık 23.07.2012 tarihli, Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuyla giderilmiş olduğundan, dosya kapsamına göre davalının kötü niyetli olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Davalının senet bedelinin % 40"ı kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Dolayısıyla davacının tazminat isteminin reddi gerekirken davalının haksız ve kötüniyetli olduğunun kabulü suretiyle bu istemin yazılı şekilde hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.