Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/8664 Esas 2017/2805 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/8664
Karar No: 2017/2805
Karar Tarihi: 23.05.2017

Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/8664 Esas 2017/2805 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2014 yılında verilen bir kararda, sanık çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan suçlu bulunarak mahkum edilmiştir. Temyiz duruşmasında, denetim süresi içinde suç işleyen sanığa verilen cezanın CMK'nın 231/11. maddesine aykırı olarak adli para cezasına çevrilmesi eleştirilmiştir. Ancak bu eleştiri nedeniyle bozma yapılmamıştır. Mahkeme kararı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili kanunlar kapsamında, yargılama giderlerinin sanığa yüklenmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kararda, suçun eleştiriler dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif edildiği ve iddia ve savunmanın doğruluğu kabul edildiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- CMK'nın 231/11. maddesi: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması durumunda, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkeme, cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilir ve yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.
- 5271 sayılı CMK'nın 324/1. maddesi: Harçlar ve tarifes
14. Ceza Dairesi         2014/8664 E.  ,  2017/2805 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
    HÜKÜM : Reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkûmiyet


    İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 28.06.2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeler de gözetilip dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli karar başlığında katılan mağdurenin kimlik bilgilerinin gösterilmemesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiş, CMK"nın 231/11. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde mahkemenin hükmü açıklayacağının, ancak mahkemenin, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabileceğinin düzenlendiği ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde yalnızca hükmün açıklanacağı belirtildiği halde denetim süresi içinde suç işleyen sanık hakkında verilen cezanın CMK"nın 231/11. maddesine aykırı olarak TCK"nın 50/1. maddesi uyarınca adli para cezasına çevrilmesi ise aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    5271 sayılı CMK"nın yargılama giderleri başlıklı 324/1. maddesinde yer alan “Harçlar ve tarifesine göre ödenmesi gereken avukatlık ücretleri ile soruşturma ve kovuşturma evrelerinde yargılamanın yürütülmesi amacıyla devlet hazinesinden yapılan her türlü harcamalar ve taraflarca yapılan ödemeler yargılama giderleridir” hükmü ve aynı Kanunun 325/1. maddesinde yer alan “Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi halinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir” hükmü dikkate alındığında, davaya konu olayda katılan mağdureye yaşı sebebiyle baro tarafından tayin edilen vekile ödenen vekâlet ücretinin yargılamanın yürütülmesi amacıyla yapılan bir harcama ve ödeme olması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve 5271 sayılı Kanun ile 5320 sayılı Kanunlarda da mağdure için tayin edilen vekile ödenecek olan vekâlet ücretinin meccani olacağı veya sadece devlet hazinesinden karşılanacağı veya sanık ya da bir başkasına yüklenemeyeceğine dair bir hüküm de bulunmaması karşısında, bu harcama ve ödemenin yargılama gideri olarak sanığa yükletilmesi gerektiğinden, tebliğnamede bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Delillerle iddia ve savunma; duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin eleştiriler dışında unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanık ile müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 23.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

























    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.