10. Ceza Dairesi 2019/2203 E. , 2019/4231 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 10/05/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair Beyoğlu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli ve 2004/539 esas 2006/64 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/05/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 21/09/2004 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK"nın 191/1 ve 62/1, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4. maddeleri gereğince 3.300 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair, Beyoğlu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2006 tarihli ve 2004/539 esas, 2006/64 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığı,
2- Hükümlünün, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiği gerekçesiyle, Beyoğlu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli ve 2004/539 esas 2006/64 sayılı ek kararıyla TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca «kamu davasının düşmesine» karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre; sanık hakkında Beyoğlu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/03/2006 tarihli kararında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9/3. maddesi gereğince lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, hapis cezasının ve indirimin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre belirlenip, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4/1. maddesi uyarınca günlüğü 11,00 Türk lirasından paraya çevrilerek 3.300,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmek suretiyle karma uygulama yapılmasında isabet görülmemiş ise de; olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozmanın aleyhe tesir etmeyeceği ve sonuca etkili bir durum meydana getirmeyeceği cihetle, bu husus kanun yararına bozma konusu yapılmayarak yapılan incelemede,
1- Beyoğlu (Kapatılan) 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13/11/2018 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde değişiklik yapıldığı cihetle, sanığın hukukî durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/7. maddesi uyarınca, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, Beyoğlu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli ve 2004/539 esas 2006/64 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan hükümlünün, 16/03/2006 tarihli hüküm tarihinde yürürlükte olan TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında yer alan “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı hükmolunan ceza, ancak tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmaması hâlinde infaz edilir.” şeklindeki hüküm gereğince, mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılması yerine davanın düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı ise de, hükümden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve 5320 sayılı Kanuna eklenen ek 7. maddenin 2. fıkrası hükümlü lehine hükümler içermekte olup, Mahkemece 13/11/2018 tarihli kararla yapılan değerlendirme esnasında öncelikle hükümlü lehine uyarlama yapılması gerektiğinden,
Her ne kadar suç tarihi itibariyle hükümlünün kanun yararına bozma talebine konu olan suçu, aynı nitelikte başka bir suç nedeniyle daha önce verilmiş bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması mümkün olmadığından 6545 sayılı Kanunla değişik TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasının hükümlü lehine uygulanma olanağı bulunmamakla birlikte,
Bu suç nedeniyle daha önce tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, 13/11/2018 tarihli karardan önce 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesiyle değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesiyle 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına", karar verilmesi gerektiğinden, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; kamu davasının düşmesine ilişkin Beyoğlu 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/11/2018 tarihli ve 2004/539 esas 2006/64 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 24.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.