Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14305
Karar No: 2018/5659
Karar Tarihi: 25.09.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/14305 Esas 2018/5659 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/14305 E.  ,  2018/5659 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27.06.2016 tarih ve 2012/186-2016/426 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde kredi mektuplu döviz tevdiat hesabının bulunduğunu, bu hesabın kişisel bir hesap olduğunu, ...’da cezaevinde bulunduğu sırada boşandığı eşi tarafından önce 20.3.1998 tarihinde 4.450 ..., 7.5.1998 tarihinde ise 29.000 ... olmak üzere para çekildiğini, imzasının taklit edildiğini, vekaletin bulunmadığını, hesabın çekilebilmesi için gerekli pasoport ve kredi sözleşmesi asıllarının eşi tarafından bankaya habersiz sunulduğunu, davalının gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını iddia ederek, 29.450 ... asıl alacak ve 17.740 ... mevduat faizinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, istemin zamanaşımına uğradığını, takibe konu paranın 20.3.1998 ve 9.5.1998 tarihlerinde sözleşme şartlarına uygun olarak kredi mektuplarının aslı, hesap sahibinin pasaportu ve diğer bilgiler dahilinde imza karşılığı ödendiğini, davacının iddia ettiği şekilde bir ödeme olasılığında ise müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, 16/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle toplam borcun 38.881,87... olduğu, bu tutarın 1.95583 pariteden karşılığının 19.879,98 EURO olduğu, ancak Hukuk Genel Kurulunun kararında da belirtildiği üzere hesaptan usulsüz çekilen para nedeniyle davacı tarafın ağırlıklı kusuru olduğu gözetildiğinde somut uyuşmazlıkta %50 müterafık kusurlu bulunduğu, dolayısıyla bankanın davacıya ödemesi gereken tutarın 9.969,99 EURO olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 9.969,99 EURO"nun dava tarihinden itibaren işleyecek Devlet Bankalarının Euro cinsinden bir mevduata uyguladıkları en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 294 ve devamı (Mülga HUMK’nın 382 ve devamı) maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması, tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi esastır. Bu nedenle hükmün, açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın, kısa karara uygun olması gerekmektedir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına güven sarsılmış olacaktır.
    Öte yandan, yazılacak kararın gerekçesiyle hüküm kısmı arasında bütünsellik esastır. Başka bir anlatımla, gerekçe ile hüküm birbirine bağlı olup, çelişki bulunmaması gerekir. Nitekim, HMK’nın 298/2. maddesinde de gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Somut olayda mahkemece, kararın gerekçe kısmında, “toplam borcun 19.879,98EURO olduğu, davalının ağırlıklı kusurlu olduğu gözetildiğinde bankanın davacıya ödemesi gereken tutarın 9.969,99 EURO olduğu” şeklinde kısmen kabule ilişkin gerekçelendirildiği halde; hüküm fıkrasında “davanın kabulü ile 9.969,99 EURO"nun tahsiline” karar verilmiş ve yargılama gideri ile vekalet ücreti de kabule göre hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Buna göre, gerekçeli kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmış olduğundan, kararın re"sen bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi