Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/526
Karar No: 2018/6430
Karar Tarihi: 08.10.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/526 Esas 2018/6430 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/526 E.  ,  2018/6430 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi ve kal davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 11.09.2017 gün ve 2016/17781 Esas, 2017/5988 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalılar .... İletişim A.Ş vekili ile davalı ...Ş vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı .... şirketine ait baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, ilk olarak davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 19.11.2012 tarihli ve 2012/11254 Esas, 2012/13264 Karar sayılı ilamı ile “...mahkemece yapılan araştırmalar ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre davaya konu baz istasyonlarının limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olduğunu belirten bilirkişi raporuna dayanılarak davanın reddine karar verilmiş ise de, davalılara ait baz istasyonlarında kullanılan jeneratörlerin gürültü yapıp yapmadığı hususunda inceleme yapılmaksızın hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak jeneratörlerin gürültü çıkardığı iddiası da değerlendirilerek, baz istasyonunun komşuluk hukukuna aykırılık teşkil edip etmediği hususlarında bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır....” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
    Davalı ...Ş. vekilinin ve davalı ...Ş. vekilinin temyizi üzerine Dairemizin, 11.09.2017 gün ve 2016/17781 Esas, 2017/5988 Karar sayılı ilamı ile davalı ...Ş. yönünden temyiz dilekçesinin reddine, hükmün davalı ...Ş. temyiz talebi yönününden onanmasına karar verilmiştir.

    Davalı ...Ş. vekili ve davalı ...Ş. vekili, kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Baz istasyonları, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 37. maddesi gereğince BTK tarafından bu konuyu düzenleyen Yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen güvenlik sertifikası gereğince kurulan, günümüzde haberleşme ve iletişimin sağlanmasında önemli bir yeri olan, genel olarak alıcı/verici antenleri sayesinde elektromanyetik dalgaları (sinyalleri) alma ve gönderme işlemi yapan sistemlerdir. Konuşmanın az olduğu kırsal alanlarda 35 km’lik, konuşma trafiğinin daha yoğun olduğu şehir merkezlerinde ise 1-2 km’lik bir mesafe içinde hizmet verebilen, çıkış güçleri oldukça düşük olan cihazlardan oluşmaktadır.
    Ulaşılan son teknolojik gelişmelere göre, telefonla haberleşme ve iletişimin sağlıklı ve verimli olarak gerçekleştirilebilmesi için baz istasyonlarının bal peteği benzeri hücresel bir yapıda ve her bir peteğin içinde de en az bir baz istasyonu bulunacak şekilde kurulması zorunludur. Her bir istasyon kapasitesi itibariyle belirli sayıda abonenin haberleşmesini sağlayabileceğinden nüfusun yoğun olduğu yerleşim merkezlerinde daha çok sayıda baz istasyonu kurulması gerekmektedir. Şehirlerin dışına çıkartılmaları halinde hücresel yapı bozulacağından haberleşme ve iletişimin sağlanabilmesi için gerek baz istasyonlarından abonelere gerekse abonelerden baz istasyonlarına karşılıklı olarak gereğinden çok yüksek elektromanyetik dalgalar gönderilmek zorunda kalınacak, toplum sağlığı olumsuz yönde etkilenecektir.
    Diğer taraftan, 05.11.2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu kanun gereğince çıkartılan yönetmelik uyarınca baz istasyonlarının sağlığa zarar vermeyecek şekilde; nerede, nasıl, hangi ölçü ve limitler dahilinde kurulacağını belirleme ve kurallarını koyma işlemleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığının (BTK) görev ve yetkisindedir.
    İnsan sağlığına etkileri konusunda başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Koruma Komisyonu (....), Elektrik Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (...) gibi bir çok uluslararası kuruluşun yapmış oldukları çalışmaların neticesinde bir takım sınır değerler belirlenmiştir. BTK tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikte de Türkiye’de geçerli olacak sınır değerleri; ..., ...., ...., ... ve Avrupa Birliğinin kabul ettiği değerin yaklaşık 1/4"ü olarak kabul edilmiştir.
    Sağlığa zarar verdiği iddiası dışında baz istasyonlarının sertifikada belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olarak kurulmadığı, başlangıçta uygun kurulsa dahi sonradan sertifikadaki limit değer ve güvenlik mesafelerine aykırı davranıldığı gerekçesi ile kaldırılmasına ilişkin talep ve itirazların ilgili mevzuat gereğince BTK’ya yapılması gerekmektedir. Bu kurumun uygulamalarına ve kararlarına karşı da idari yargıda dava açılmalıdır. Keza davacı, baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olmasına rağmen zararlı olduğunu iddia ediyorsa, idari yargıda idareye karşı yönetmeliğin iptali davası açması gerekir.
    Adli yargıda görülecek davalarda ise davanın kabul edilebilmesi için öncelikle baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığı ve sağlığa zarar verdiğine ilişkin iddiaların kanıtlanması gerekir. Bunun için de öncelikle ölçümleri yapacak olan bilirkişilerin nasıl seçilmesi gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda dava konusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olup olmadığı, davacının sağlığına zarar verip vermediği konusunda tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp yine yukarıda açıklanan Yönetmelik ve Tebliğname hükümleri dikkate alınarak belirlenecek uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Karar düzeltme talebi üzerine yapılan incelemede; gerekçeli kararın davalı ...Ş. vekiline, 15.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, kararın 07.09.2016 tarihinde uyap üzerinden gönderilen dilekçeyle temyiz edildiği, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmıştır. Ancak davalı ...Ş. vekilinin temyiz talebinin yapılan maddi hata sonucu reddedilmiş olduğu anlaşılmakla davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile temyiz itirazlarının incelenmesine; davalı ...Ş. vekilinin ise karar düzeltme itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
    Somut olaya gelince; mahkemece 28.08.2014 tarihli keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda dava konusu baz istasyonunun batısında 8-10 metre uzaklıkta elektrik kesilerek 2 adet jeneratörün çalıştırılması suretiyle ölçümler yapıldığı ve bu ölçümler sonucunda gürültünün 16.62 dBA olarak ölçüldüğü, “Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği” ne göre arka plan gürültü seviyesinin 5 dBA’dan fazla olamayacağının düzenlendiği, buna göre jeneratörlerin Leq gürültü gösterge seviyesinini 11.62 dBA fazla aştığı tespit edildiği; mahkemece davalılara ait baz istasyonlarının elektrik kesintisi halinde hizmet verebilmesi için devreye giren jeneratörlerinin çıkardığı gürültünün tahammül edilebilir sınırın çok üstünde olduğu ve davalılarca jeneratöre ihtiyaç duyulmaksızın hizmet sunumu konusunda teknik çare gösterilemediği gerekçesiyle baz istasyonun kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Jeneratörlerin elektrik kesildiğinde devreye girdiği, gürültünün bu aşamadan sonra ortaya çıktığı 28.11.2014 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Jeneratörlerin çıkardığı gürültünün zarar vermeyecek düzeye çekilmesi için yeniden bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak, jeneratörler yönünden bir değerlendirme yapıldıktan sonra ve baz istasyonlarının güvenlik mesafesi dışında olduğu da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, baz istasyonunun kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
    Hükmün öncelikle bu nedenle bozulması gerekirken maddi hata sonucu davalı ...Ş.’nin temyiz isteminin reddine ve davalı ...Ş. yönünden hükmün onanmasına karar verildiği anlaşıldığından, karar düzeltme istemlerinin kabulü ile hükmün yazılı gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekili ve davalı ...Ş. vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 11.09.2017 gün ve 2016/17781 Esas, 2017/5988 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, temyiz olunan mahkeme kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, davalı ...Ş. yönünden işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
    (Muhalif)

    K A R Ş I O Y
    Dava, komşuluk hukukundan kaynaklı baz istasyonunun kaldırılması istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen 29/09/2015 tarihli karar, davalılar ... İletişim Hizmetleri A.Ş ve ...tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 11.09.2017 tarihli 2016/17781 Esas ve 2017/5988 Karar sayılı ilam ile, “... A.Ş temyiz talebinin süresinde yapılmadığından dilekçesinin Reddine; ... A.Ş temyiz taleplerinin reddi ile hükmün Onanmasına” karar verilmiştir. Bu defa davalıların karar düzeltme talepleri üzerine ... A.Ş"nin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu görülerek 11.09.2017 tarihli kararın kaldırılmasına; temyiz olunan kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Nihai verilen bozma kararının da yeniden bir taraf yönünden karar düzeltmeye açık olup olmadığı sorununa gelince;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda karar düzeltme kanun yolu düzenlenmiş olmamakla birlikte geçiçi 3. maddesi düzenlemesinde bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümleri (m. 427-444) ile karar düzeltmeye ilişkin hükümleri (m. 440-442) uygulanmaya devam edilecektir.
    1086 sayılı yasada düzenlenen karar düzeltme kanun yolu, Yargıtay"ın temyiz incelemesi sonucunda vermiş olduğu kararlarına karşı tanınmış olağan bir kanun yoludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01/02/2012 tarihli 2012/12-172 Esas ve 2012/44 Karar sayılı ilamda da açıklandığı üzere, karar düzeltme yolu, Yargıtay"ın temyiz incelemesi sırasında yapmış olduğu hatalardan dönmesini sağlayan, temyiz yolunun devamı niteliğinde kendine özgü bir kanun yoludur. Usul hukukumuzda karar düzeltme, olağan kanun yollarından olup; kanunda gösterilen sınırlı haller için düzenlenmiş; koşulları açıklanmıştır.
    Diğer taraftan, aynı Kanunun 442. maddesinde de; aynı ilam aleyhine bir defadan ziyade tashihi karar talebi mesmu olmadığı gibi tashihi karar arzuhalinin reddine veya kabulüyle kararı sabıkın tadiline dair sudur eden hükümlere karşı dahi tashihi karar caiz değildir.
    Bu hükme göre; aynı ilam aleyhine bir defadan fazla karar düzeltme istemi mesmu olmadığı gibi karar düzeltme dilekçesinin reddine veya kabulüyle eski kararının değiştirilmesine dair verilen hükümlere karşı karar düzeltme istemi de caiz değildir.
    1086 sayılı yasanın 442. maddesi, bir davada birden fazla karar düzeltme isteminin değil, aynı ilam (Yargıtay ilamı) hakkında birden fazla karar düzeltilmesi isteminin kabulünü yasaklamıştır. Yasaklanan husus ise, bir hükmün temyizen incelenmesi üzerine verilen aynı (Yargıtay) kararına karşı bir defadan fazla karar düzeltme yoluna başvurulmasıdır. Maddede, açıklanan bu hususun düzenlenmesi yanında, karar düzeltme dilekçesinin reddine veya kabulüyle önceki kararın değiştirilmesine dair verilen hükümlere karşı dahi karar düzeltme isteminin dinlenemeyeceği açıkça düzenlenmiştir.
    HUMK"nun 442. maddesinde mutlak olarak ilamdan söz edilmiş olup, muhtevasına herhangi bir atıf yapılmamıştır. Onun için, Yargıtay kararı ister uyuşmazlığın esasına, isterse usulü konulara dair olsun, her halde Yargıtay ilamı hakkında sadece bir defa karar düzeltme talebinde bulunulabilir (YHGK 19.11.1976 gün, 1/1919-2945).
    Açıklanan nedenlerle karar düzeltme taleplerinin kabulüne denilerek dairenin 11.09.2017 tarihli kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin yeni hükme aynen katılmakla birlikte bu hükmün dahi karar düzeltmeye açık olmadığı kanaatinde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılamıyorum.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi