7. Hukuk Dairesi 2014/16199 E. , 2014/22514 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Düzce İş Mahkemesi
Tarihi : 10/06/2014
Numarası : 2013/451-2014/595
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı vekilinin sunduğu temyiz dilekçesinde mahkeme kararının hangi nedenlerle bozulması gerektiğine dair temyiz nedeni bildirilmemiş olması, Dairemizce gerekçeli temyiz dilekçesi sunularak temyiz edilen dosyalarda da temyiz dilekçesinde belirtilen temyiz nedenleriyle bağlı kalınarak temyiz incelemesi yapılıyor olması ile yine mahkeme kararında Dairemizce kamu düzenini ilgilendiren ve re"sen bozma nedeni yapılmasını gerektirecek bir hata bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin bozma isteğinin reddiyle ,
2-Davalı temyizine gelince;
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
3-Davacı vekili, davacının 15.01.2010-06.08.2013 tarihleri arasında kesim şefi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin feshini gerektirecek haklı veya geçerli bir neden bulunmadığını, sendika üyeliğinden istifa etmemesi sebebiyle ve sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalama yetkisini almasını engellemek adına iş sözleşmesinin feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, sendikal tazminat, yıllık ücretli izin alacağı, fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili ortak cevap dilekçesi ile davalı şirkette haftalık 45 saat üzerinde çalışma olmadığını, davacı ücretinin içinde fazla mesai ücretinin de dahil olması sebebi ile fazla mesai alacağının olmadığını, 2013 Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin ücretin banka hesabına yatırıldığını, davacının bir kısım arkadaşları ile birlikte işyeri hakkında işyeri güvenini sarsacak, çalışma motivasyonlarının yok olmasına neden olacak, işçileri kışkırtmaya yönelik söylemlerde bulunması, bozgunculuğa neden olmaları nedeniyle iş sözleşmelerinin 05.08.2013 tarihinde 4857 Sayılı İş Kanunu 25/II maddesi uyarınca haklı nedenlerle feshedildiğini, sendikal neden bulunmadığını ve hiçbir alacağının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 63"ncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Yasanın 41"inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olup, 63"üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile bazı haftalarda toplam 45 saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Somut olayda; davacının fazla mesai hesabı sezonluk çalıştığı nisan ekim tarihleri arası süreler için hesaplama yapılmıştır. Dosya arasında bulunan yıllık izinle ilgili belgelerde ise davacının bu dönemlerde de yıllık izin kullandığı ve fakat yıllık izinde geçen günlerinin de fazla mesai hesabında dikkate alındığı dosya arasındaki bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Yıllık izinde geçen günlerin fazla mesai hesabında dışlanması gerekirken dışlanmamış olması bozma nedenidir.
4- Davacı vekili dava dilekçesi ile 3.500,00 TL ihbar tazminatı istemiş, bilirkişi davacının ihbar tazminatını net olarak 3.442,35 TL hesaplamıştır. Mahkemece 3.442,35 TL ihbar tazminatının 3.500,00 TL"sının dava tarihinden, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline şeklindeki hükmü, kendi içerisinde çelişki oluşturduğu gibi, fazla talebin reddine karar verilmemesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, davacıdan temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 11.12.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı iş sözleşmesinin sendikal sebeple feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı yanında sendikal tazminat isteğinde de bulunmuştur.
Davalı iş sözleşmesinin davacının eylemleri nedeniyle haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur.
Mahkemece iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği ispatlanamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı isteğinin kabulüne, soyut tanık beyanı ve denetime elverişli bulunmayan ilgili sendika cevabi yazısı dışında delil bulunmadığı gerekçesi ile sendikal tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir. Öncelikle işverenin feshini haklı bulmadığı halde sendikal sebebin ispatlanamadığını kabul eden mahkemenin gerekçesi kendi içinde çelişki oluşturmaktadır.
Ayrıca dosya içeriğine göre iş yerinde sendikalaşma hareketi başlayınca, sendikalaşma hareketini yapan davacı işçi ve arkadaşlarının iş sözleşmelerinin feshedildiği sabittir. Tanık beyanları soyut değil somuttur. Ayrıca davalı savunmaları da yerinde olmadığı gibi davacı ve arkadaşlarının sendikal hareketlerinden rahatsız olunduğu zımni olarak kabul edilmektedir.
Sendikal tazminat isteğinin kabulüne karar verilmesi görüşünde olduğumdan çoğunluğun davacı temyizinin reddi görüşüne katılmıyorum.