
Esas No: 2017/2239
Karar No: 2021/3027
Karar Tarihi: 31.03.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/2239 Esas 2021/3027 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacıların, dava konusu taşınmazı yargılama sırasında satış suretiyle kayden devralan ..."a husumet yönelterek, 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesi uyarınca seçimlik haklarını dava konusunu devralan kişiye karşı davaya devam edeceklerini gösterdikleri halde, Mahkemece davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 111 ada 43 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile, Sarıoğlan Sulh Hukuk Mahkemesi" nin 2014/287-327 Esas, Karar sayılı veraset ilamındaki mirasçıların payları tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesinde, bu nitelikteki davaların kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre içinde açılabileceği belirtilmiştir. Kanunda öngörülen bu süre, hak düşürücü nitelikte olduğundan, yargılamanın her aşamasında hakim tarafından re"sen dikkate alınması gereken maddi hukuka ilişkin dava şartıdır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazı, tapu kayıt maliki olan davalı ...’dan yargılama sırasında kayden ilk devralan ...’ nin, davalı ...’ un dayısının oğlu, sonraki devralan davalı ...’un ise kızı olduğu ve bu kişilerin dava konusu taşınmazın öncesini ve taraflar arasındaki ilişkiyi bilebilecek durumda oldukları, taşınmazın tapudaki satış değeri ile gerçek değeri arasında orantısızlık bulunması nedeniyle satış işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği 15.04.1999 tarihi ile davanın açıldığı 22.08.2012 tarihi arasında yasada öngörülen 10 yıllık sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek esas yönünden değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ... ve davalı ..." a ayrı ayrı iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.