4. Hukuk Dairesi 2015/14951 E. , 2017/6193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 07/04/2009 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; 2003 ve 2004 yıllarında ... (...) belediye başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu, 16/02/2004 günü ... Jandarma Karakol Komutanı olarak görev yapan davalı tarafından gözaltına alınıp götürüldüğü ... Jandarma Karakolu’nda saat 17:00"ye kadar bekletildiğini ve suçunun ne olduğunun söylenmediğini, buradan götürüldüğü ... Jandarma Karakolunun bodrum katındaki nezarethanede dört gün boyunca sandalye üzerinde aç, susuz ve uykusuz bekletilip psikolojik işkenceye tabi tutulduğunu, 20/02/2004 günü akşam üzeri ... Cumhuriyet Savcılığı’na getirilip geç saatlere kadar bekletildiğini, gece saat 23:00 sıralarında ifadesinin alınıp mahkemeye sevk edilmeksizin serbest bırakıldığını, şikayeti üzerine işkence suçundan Bakırköy 1. ... Ceza Mahkemesi’nin 2006/279 esas sayılı dosyasında yargılanan davalının, suçun işlendiği tarihte görev yapan ... Cumhuriyet Savcısı ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiğini, davalının 2001-2002 yıllarında sık sık jandarmadaki sorgu odalarına kendisini ve arkadaşlarını davet ederek kendince suçlu gördüğü birtakım kişiler aleyhine değişik baskılar uygulayarak ifadesini aldığını, sinkaflı sözlerle tehditte bulunduğunu, belediyeye inceleme için gelmiş olan müfettişlerle de görüşerek kendisi hakkında davalar açılmasını sağladığını, adına olan internet sitelerinde kendisini hedef alan ve çete mensubu olarak gösteren yayınlar yaptığını belirterek, davalının ceza davasına konu olan eylemleri ve internet yoluyla yaptığı saldırı teşkil eden eylemleri nedeniyle uğradığı manevi zararın giderilmesini talep etmiştir.
Davalı, 21/06/2002 tarihinden 02/09/2002 tarihine kadar ... İlçe Jandarma Komutan Vekili sıfatıyla geçici olarak görev yaptığını, gözaltına alma yetkisinin ilgili Cumhuriyet Savcısında olduğunu, davacının gözaltına alınmasıyla ilgisi olmadığını, işkence suçundan da yargılanıp beraat ettiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının olay tarihinde ... İl ... Komutanlığında görevli iken ... Jandarma Karakolu’nda görevlendirildiği, belediye ve kooperatiflere yönelik yolsuzluk soruşturması sırasında belediye başkan yardımcısı olarak görev yapan davacıyı dört gün süre ile gözaltında tuttuğu, bu süre içinde davalı tarafından hakaret oluşturacak sözler söylendiğinin ceza mahkemesinin kabulünde olduğu, davacının o tarihte görevli olan
Cumhuriyet savcısı aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verildiği, Cumhuriyet savcısı’nın suç teşkil edecek emirlerinin yerine getirilme ihtimalinde dahi emirlerin hukuka aykırı oluşu nedeniyle bunların eylemleri hukuka uygun hale getirmeyeceği, davalının tüm eylem ve davranışlarının davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. ......Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan sorumluluk hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır.
Davaya konu edilen olayda; ... Jandarma Komutanlığı’nda görev yapan davalının, görevi sırasında ve görevinden dolayı davacıyı zarara uğrattığı ileri sürülmektedir. Anayasa’nın 129/5 maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 13/1 maddesi gereğince; kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre; davalıya husumet tevcih edilmesi doğru değildir.
Mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilerek, adı geçen davalı hakkında davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/10/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. 23/10/2017