Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, silahlı terör örgütü üyesi olma, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, olası kastla yaralama, patlayıcı madde bulundurma, resmi belgede sahtecilik, 6136 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1- Sanık ... hakkında; a- TCK"nın 302/1, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet b- TCK’nın 82/1-c, 53/1-2-3, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet c- TCK"nın 82/1-a-c-g, 35/1-2, 53/1-2-3, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet, (6 kez) d- TCK"nın 82/1-c, 35/1-2, 53/1-2-3, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet (7 kez) e- TCK’nın 21/2, 86/2-3-e, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet (3 kez) f- TCK’nın 204/1, 53/1-2-3, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet g- TCK’nın 174/1-2, 52/2-4, 53/1-2-3, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet h- 6136 sayılı Kanunun 13/3, TCK’nın 52/2-4, 53/1-2-3, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- Sanık ... hakkında; Silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan; Beraat
Temyiz edenler : 1- Cumhuriyet savcısı, 2- Sanık ... müdafii
Sanık ... hakkında duruşmalı diğer sanık ... hakkında ise duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü.
Mağdur Sercan Öztürk"ün adının gerekçeli karar başlığında yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklik olarak görülmüştür.
1- Sanık ... hakkında şikayetçiler ... ve ... ile mağdur ...’a karşı olası kastla yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede;
1412 sayılı CMUK"nın 305. maddesindeki temyiz sınırı ve hükmolunan adli para cezalarının miktarı karşısında, hükümlerin kesin olması nedeniyle, sanık müdafinin temyiz isteğinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık ... hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurma, resmi belgede sahtecilik, 6136 sayılı Kanuna muhalefet, sanık ... hakkında ise silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyize gelince;
Bir kişinin ölümü onaltı kişinin yaralanması ile sonuçlanan olayda eylemin bir bütün halinde tasarlanarak gerçekleştirildiği dosya kapsamına uygun olarak kabul edilmiş ve polis memuru mağdurlar yönünden sanık hakkında TCK"nın 82. maddesi 1. fıkrası "a" bendi uygulanmış olmasına rağmen, sivil kişiler olan ölen ... ile yaralılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve Sercan Öztürk’e yönelik kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçlarından uygulama yapılırken anılan bendin sanık hakkında uygulanmaması hükmolunan ceza da nazara alındığında sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...’ın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun vasfı tayin edilmiş, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurma, resmi belgede sahtecilik ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarının sübutu kabul olunmuş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık ...’ın silahlı terör örgütü üyesi olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı dosya içeriğine uygun biçimde kabul edilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, Cumhuriyet savcısı ile sanık ... müdafiinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında sanık ... müdafiinin ileri sürdüğü yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle sanık ...
yönünden kısmen re"sen de temyize tabi olan mahkumiyet ve sanık ... hakkında ise beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 03.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

TEFHİM ŞERHİ:

03.12.2013 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı Ahmet Karabulut huzurunda, sanık ..."ın savunmasını yapmış bulunan Av. Ercan Kanar"ın yokluğunda, 04.12.2013 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.