9. Hukuk Dairesi 2015/18041 E. , 2017/22001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı ile cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalının davacı şirkete ait işyerinde 02/07/2012 tarihinde " Elektronik İşlemler Uzmanı" olarak çalışmaya başladığı, davacıyla işveren şirket arasında 02/07/2012 tarihinde asgari süreli hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 4. maddesinde davalının dava konusu işyerinde 3 yıl süreyle çalışacağı belirlendiğini, davalının 3 yıllık asgari süre tamamlanmadan 27/05/2013 tarihli bildirimiyle istifa ettiğini bildirdiğini ve 28/05/2013 tarihinde iş sözleşmesine aykırı davranarak işyerinden altı katı tutarında cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, haklı bir neden olmadan hizmet sözleşmesinin davalı tarafça feshedilmesi üzerine işveren şirketin ihbar tazminatı alacağının da doğduğunu belirterek ihbar tazminatı ve cezai şart tazminatının davalı işçiden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davalının davacı şirkete ait işyerinde 02/07/2012 tarihli belirsiz hizmet sözleşmesiyle çalıştığı, iş akdi imzalanırken davalıya yazılı ve sözlü vaatlerde bulunmasına karşın bu vaatlerin gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması üzerine davalının ekonomik geleceğini düşünerek 27/05/2013 tarihinde istifa etme durumunda kaldığını, davacı tarafın açtığı davanın haksız ve kötü niyetli olduğu, taraflar arasında belirsiz süreli hizmet sözleşmesi akdedildiğini, Yargıtay"ın yerleşen içtihatlarına göre belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinde cezai şartın geçersiz olduğunu, tarafların imzaladığı hizmet sözleşmesinde geçerli veya haklı sebeplerle tarafların fesih yetkilerinin saklı olduğu ibaresinin bulunduğunu, buna göre objektif ölçülere göre geçerli sayılacak sebeple hizmet akdinin feshedilebileceğini, davacının Özel Bankacılık Portföy Yönetmeni sıfatıyla maaşının iki katından fazla ücretle 24/05/2013 tarihli istifa dilekçesinin alındığını ve işveren şirketin uygulamasının kötü niyetli olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalı işçinin ihbar öneline uymadan iş akdini feshettiği, taraflar arasında iş sözleşmesinin belirsiz süreli olarak yapılmış ise de, 02.07.2012 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde "3 yıl içinde sözleşmeyi süreli fesih yolu ile sona erdirilemeyeceğinin" hüküm altına alındığı, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde cezai şart öngörülemeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile ihbar tazminatının kabulüne, cezai şart tazminatının ise reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki hizmet akdinin niteliği ve buna göre cezai şart tazminatı ve ihbar tazminatı doğup doğmayacağı uyuşmazlık konusudur.
Asgari süreli sözleşmeler, tarafların bildirimli fesih haklarını asgari bir süre için ortadan kaldırdıkları belirsiz süreli sözleşmelerdir. Tarafların öngördükleri asgari sürenin bitimi ile sözleşme kendiliğinden sona ermemekte, sözleşme belirsiz süreli olarak devam etmektedir. Bu özelliği nedeniyle asgari süreli sözleşmeler belirli süreli olarak kabul edilmemektedir. Belirsiz süreli olarak kabul edilmelerinin nedeni tarafların sözleşmenin sona erme zamanını belirlememiş olmalarıdır.
Asgari süreli iş sözleşmesinde sürenin bitiminde iş sözleşmesi kendiliğinden sona ermez. Asgari süreli sözleşmeyi belirli süreli iş sözleşmesinden ayıran fark, sürenin sonunda sözleşmenin kendiliğinden sona ermemesi ve yenilenmesinin gerekmemesidir. İş sözleşmesinde süre asgari olarak belirlenmiş ise, bu sürenin dolmasıyla birlikte her zaman feshedilebileceğini ifade eder; diğer bir anlatımla bu durumda taraflar asgari bir süre öngörerek gerçekte süreli fesih hakkının kullanımını belirli bir süre için sınırlandırmış olmaktadırlar.
Gerek belirli gerekse belirsiz iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Ancak, sözleşmenin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın geçerli olabilmesi için, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olması zorunludur. Asgari süreli iş sözleşmelerine de aynı şekilde hükümler konulması mümkündür. Belirsiz süreli bir iş sözleşmesinde asgari çalışma süresi kararlaştırıldığı durumlarda da asgari süreye riayeti sağlama amacına yönelik cezai şart kararlaştırılabilir. Dolayısıyla gerek belirli gerekse asgari bir çalışma süresi öngören belirsiz süreli iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir.
Dosya içeriğine göre taraflar arasında imzalanan sözleşme belirsiz süreli ise de taraflar 4. Madde ile üç yıl süre süre ile sınırlandırmışlar ve karşılıklı cezai şart öngörmüşlerdir. Sözleşme bu niteliği ile asgari süreli olup cezai şart geçerlidir. Bu nedenle mahkemenin belirsiz süreli olduğu gerekçesi ile cezai şart tazminatını reddetmesi hatalıdır. Davacı işverenin bu konudaki istemi TBK. 179-182. maddeler kapsamında değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Diğer taraftan yukardaki açıklamalar nedeni ile taraflar asgari olarak 3 yıl içinde fesih haklarını sınırladıkları gibi asgari süre için ihbar önelini kaldırmış olduklarından ve cezai şart öngördüklerinden ihbar tazminat hakkı da doğmayacaktır. O nedenle ihbar tazminatı isteminin reddi gerekir.
F) SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.