Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12312
Karar No: 2018/5643
Karar Tarihi: ...09.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12312 Esas 2018/5643 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı bankanın hesabından yetkisiz kişiler tarafından çekilen 105.000 TL'nin iadesini talep etmiştir. Davalı banka ise zamanaşımı definde bulunarak davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davalı tarafından süresinde zamanaşımı definde bulunulmasına rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesini doğru bulmamış ve öncelikle davacı şirketin hesap ekstreleri ile ilgili evraklar getirtilerek, ticari kayıtlar ve banka hesap ekstreleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını istemiştir. Davacının müterafık kusurlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmış ve bu nedenle karar davalı yararına bozulmuştur. Bankalar, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 115. maddesi uyarınca objektif özen yükümlülüğüne tabidirler ve en küçük kusurlarından bile sorumlu olabilirler. BK'nın 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, kararlaştırılmışsa faizi ile birlikte ödünç verilen parayı iade etmekle yükümlüdür. Usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir.
11. Hukuk Dairesi         2016/12312 E.  ,  2018/5643 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../04/2016 tarih ve 2014/73-2016/322 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen .../09/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesinde hesabı olduğunu, şirketin tek temsilcisi ve yetkilisi Hükümdar Çelik olmasına rağmen müvekkilinin herhangi bir yazılı izni ve talimatı olmaksızın 29.04.2008-....09.2008 tarihleri arasında dokuz işlemde toplam 105.000,00 TL çekildiğini, davalıya ihtar çekilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, davalının müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, 105.000 TL"nin ödeme ya da ihtar tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı def"inde bulunmuş, ödemeler konusunda davacı şirketin müvekkili bankayı talimatlandırdığını ayrıca, uzun süre sessiz kalarak teamül haline gelmiş ödemelere icazet verdiğini savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın tarihsiz ve imza sahteciliği yapılarak oluşturulmuş talimat yazılarını ve vekaletnameyi dikkate alarak şirket yöneticisi haricinde başka bir kişinin davacının hesabından para çekmesine olanak sağladığı zira, basiretli ve özenli davranarak genel kurul kararında yetkili kılınanların kim olduğunu araştırarak tarihsiz talimat yazılarını ve ... 27. Noterliği"nin vekaletnamesini ... hükümleri çerçevesinde değerlendirmesi gerektiği ayrıca, davalının dikkate aldığı ve işleme koyduğu tarihsiz talimat yazılarının da şirket yetkilisinin eli ürünü olmayan, imza sahteciliği yapılmış belgeler olduğu, sahte belgelerin hukuki sonuç doğurmayacağı, bankanın gelen talimat yazılarındaki şirket kaşesi üzerindeki
    imza ile davacı şirket yetkilisinin imzalarının mukayese edip daha sonra işleme koyması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 20.04.2008 ile ....09.2008 tarihleri arasında toplam 104.400 TL olarak yapılan haksız ödemenin 07/02/2011 tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, davacı şirketin hesabından yetkisiz kişiler tarafından çekildiği iddia edilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda özetlendiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, ..."nın 616. maddesi uyarınca şirket sözleşmesinin değiştirilmesi, müdürlerin atanması ve görevden alınmasının genel kurulun devredilmez yetkilerinden olduğu, ..."nın 625. maddesinde müdürlerin devredilemez yetki ve görevlerinin sayıldığı, şirketin yönetilmesinin genel kurulca müdür olarak tayin edilen kişinin görevi olup, şirket müdürünün de bu görevinden vazgeçemeyeceği ve görevi devredemeyeceği, işbu davada şirket müdürünün vekaletname ile vekil tayin etmiş olduğu anlaşıldığından söz konusu işlemin hukuka ve kanuna aykırı olduğu, şirket yöneticisinin yetki ve görevlerini kendisinin kullanabileceği, bu yetkilerini başkalarına devredemeyeceği, davalı bankanın vekaletnameyi dikkate alarak şirket yöneticisi haricinde başka bir kişinin hesaptan para çekmesine olanak sağladığı, davalının şirket genel kurul kararı olmadan şirket yetkilisinin görevlerini bir başkasına vekaletname ile devredemeyeceğini gözetmesi gerektiğine ilişkin gerekçe yerinde değil ise de, bir güven kurumu olarak, basiretli tacir gibi davranması gereken bankalar, 818 sayılı BK’nın 99/... ve 6098 sayılı TBK"nın 115/... madde ve fıkraları uyarınca objektif özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan hafif kusurlarından dahi sorumlu olup, banka olmaları nedeniyle de diğer tacirlere nazaran daha yüksek özen borcu altındadırlar.
    Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 sayılı Yasa ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanunu"nun .../4 ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. BK"nın 306 ve 307. maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 472/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın nef’i ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
    Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı tarafça şirketin tek yetkili ve temsilcisi Hükümdar Çelik olmasına rağmen, herhangi bir yazılı izni ve talimatı olmaksızın 29.04.2008-....9.2008 tarihleri arasında davacı şirketin hesabından yetkisiz kişelerce para çekildiği iddia edilmiş, davalı tarafından da, davacı şirketin para ödemeleri konusunda talimat verdiği ayrıca vekaletnamelerin bulunduğu, davacının sessiz kalarak teamül haline gelen ödemelere icazet verdiği, uzun süre şirket hesaplarının kontrol edilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dava konusu dönemde hesaplara ilgili belediyelerden aktarılan paraların şirket uhdesine geçmediğinin davacı tarafından farkedilmemiş olmasının mümkün olmadığı, şirket yetkilileri ile para çeken kişiler arasında irtibat bulunduğu savunulmuştur.
    Bu durumda, ilke olarak davalı banka özel yasa ile kurulmuş ve kendisine ayrıcalıklar tanınmış bir güven kurumu olması dolayısıyla en küçük kusurlarından bile sorumlu ise de, mahkemece davalı tarafından süresinde zamanaşımı def"inde bulunulmasına rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, öncelikle davacı şirketin hesap ekstreleri ile ilgili belediyelerden davacıya ilişkin evraklar getirtilerek şirketin ticari kayıtları ve banka hesap ekstreleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, yapılan ödemelerin davacı şirket kayıtlarına işlenip işlenmediğinin tespit edilmesi ve şirkete ait hesap ekstreleri incelenerek 29.04.2008-....9.2008 tarihleri ve sonrasında şirket yetkililerince yapılan ya da itiraza uğramayan işlem bulunup bulunmadığı, dosyaya ibraz edilen vekaletnamedeki yetkiler gözetildiğinde işbu yetkilerin davacının yapılan işlemlere icazet verdiği ya da işlemleri benimsediği anlamına gelip gelmediği, davacı ile davalı banka arasında bu yönde oluşmuş bir teamül bulunup bulunmadığı, icazet olmadığının kabulü halinde de davacının müterafik kusurlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    ...- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, .../09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi