13. Hukuk Dairesi 2016/924 E. , 2017/12516 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı şirket ile 17.12.2012 tarihli ve 16.500,00 TL bedelli devremülk satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme karşılığında toplam 16.500,00 TL ödeme yaptığını belirterek sözleşmenin iptali ile ödediği bedelin faizi ile birlikte iadesini ve dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... mevkii, 754 ada 17 parselde kayıtlı 1/35 hisseli tapunun iptali ile davalı şirket adına tescilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; taraflar arasında haricen düzenlenen 17.12.2012 tarihli ve 16.500,00 TL bedelli sözleşmenin iptaline, davacıdan tahsil edilen 16.500,00 TL"nin 23.06.2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... mevkii, 754 ada 17 parselde kayıtlı 1/35 hisseli tapunun davacı adına olan tapu kaydının iptali ile davalı şirket adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davacının Yasada tanımlanan şekilde tüketici ve davalının satıcı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davaya bakmaya genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde, mahkemece müstakil bir Tüketici Mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir Tüketici mahkemesi yoksa ara kararıyla davaya Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.