19. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13646 Karar No: 2016/2764 Karar Tarihi: 22.02.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/13646 Esas 2016/2764 Karar Sayılı İlamı
19. Hukuk Dairesi 2015/13646 E. , 2016/2764 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile iki adet araç satışı için anlaşarak alacaklısının ..., borçlusunun ... olduğu 65.000 TL"lik senedin müvekkili tarafından ciro edilerek davalıya verildiğini, ancak davalının edimini yerine getirmediğini ve müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını ileri sürerek müvekkilinin .... İcra Müdürlüğü"nün 2013/252 E. sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibe konu senedin iptaline, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının takip dosyasında, 06.02.2013 tarihli haciz tutanağında borcu kabul beyanı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, .... İcra Müdürlüğü"nün 2013/252 esas sayılı takip dosyasında, davalı (alacaklı) tarafından davacı (borçlu) aleyhine başlatılan kambiyo senedine dayanan icra takibinde ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği ve davacının yapılan hacizde borcu kabul ederek ödemek üzere süre istediği, icra takibinde imzaya ve borca itiraz etmeyen davacının takip kesinleştikten sonra uygulanan hacizde borcu kabul ettiği gerekçesiyle, davanın ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Takip ve dava konusu bononun taraflar arasındaki araç alım satımı nedeniyle düzenlendiğinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Resmi sicile kayıtlı araçların resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmeleri geçersizdir. Somut olayda resmi şekilde yapılmış bir sözleşme bulunmadığı gibi satım konusu araçların davacının talimatı ile 3. kişiler adına tescil edildiği davacı yanca usulüne uygun delillerle kanıtlanamamıştır. Diğer yandan 06.02.2013 tarihinde 2013/252 sayılı icra dosyası ile yapılan haciz bir ihtiyati haciz olup haciz tehdidi altında yapılan borcu kabul beyanları bağlayıcı nitelikte değildir. Kaldı ki incelenen haciz tutanağında açıkça bir borç kabulü de bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece davanın kabulü gerekirken delil takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.