12. Hukuk Dairesi 2016/19681 E. , 2017/1335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlu tarafından ... ada ... ve ... sayılı parseller ile ... ada ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak 17.11.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihalelerin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki; İİK."nun 133. maddesi gereğince işlem yapılmış olması, aynı Kanun"un 134. maddesine göre yargılama yapılmasını engellemez. Zira, İİK."nun 133. ve 134. maddelerinin sebep ve sonuçları ile karar merciileri tamamen farklıdır. Bu nedenle, İİK."nun 133. maddesi hükmü uyarınca, icra müdürlüğünce satışın düşürülmesi, farklı kuralları ve hukuki sonuçları içeren aynı Kanun"un 134. maddesine dayanılarak yapılan ihalenin feshine yönelik şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmez ve kesin hüküm oluşturmaz. Bu durumda, mahkemece, borçlunun ... ada ... parsel sayılı taşınmaza yönelik ihalenin feshi talebinin esasının incelenmesi yerine ihale alıcısı tarafından verilen 10 günlük sürede satış bedeli ödenmemesi nedeniyle İİK."nun 133. maddesi uyarınca icra müdürlüğünce şikayet konusu ihalenin düşürülmesine karar verildiği gerekçesiyle konusuz kalan istemin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi doğru değildir.
Öte yandan, İİK."nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur." düzenlemesi yer almakta olup; şikayet konusu 13.737,00 TL muhammen bedelli 79 ada 227 sayılı parselin ihale gününde 7.700,00 TL bedelle satıldığı ve böylece satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin altında olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, anılan taşınmazın satış tutarının tahmin edilen kıymetinin üzerinde olduğu ve dolayısıyla söz konusu taşınmaz bakımından zarar unsuru gerçekleşmediği yönündeki saptamanın dosya kapsamıyla örtüşmediği kuşkusuzdur. Öyleyse, mahkemece, ... ada ... sayılı parsel bakımından işin esasının incelenmesi yerine şikayetçi borçlunun, İİK."nun 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından bahisle hukuki yarar yokluğundan istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Diğer taraftan, HMK."nun 297.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde de, hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Ne var ki, mahkemece, borçlu, şikayet dilekçesinde ... ada ... ve ... sayılı parseller ile ... ada ... parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak ihalenin feshi isteminde bulunduğu halde anılan taşınmazlar hakkındaki talep bakımından herhangi bir değerlendirme ve inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, sözü edilen taşınmazlara ilişkin ihalenin feshi istemi yönünden HMK."nun 297. maddesinin emredici hükmüne aykırı olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece, borçlunun ... ada ... ve ... sayılı parseller ile ... ada ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara yönelik yaptığı ihalenin feshi isteminin esasının incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle ve ekik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.