12. Hukuk Dairesi 2016/32366 E. , 2017/1329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlunun diğer fesih sebepleri ile birlikte satış ilanı tebligatının usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek ... plaka sayılı araca ilişkin olarak 01.12.2015 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir.
İİK."nun 114. maddesi gereğince, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de; icra müdürlüğünce satış ilanının borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, satış ilanının tebliğ edilmemesi ya da usulsüz tebliğ edilmesi, Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir.
Nitekim, icra dosyasının incelenmesinde, icra müdürlüğünce 28.10.2015 tarihli satış kararında; ""yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine"" karar verildiği anlaşılmakta olup; anılan kararda, "tebligat yapılamaması halinde satışın yapılmasına" şeklinde bir hüküm de bulunmadığından, satış ilanının borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi zorunludur.
Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesinde; ""Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."" hükmüne yer verilmiştir. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.” hükmü öngörülmüş olup; Tebligat Yönetmeliği"nin 31. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde de; ""...(a) bendinde belirtilen halin gerçekleşmesi durumunda tebliğ memuru, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir."" düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, şikayetçi borçlu adına çıkarılan satış ilanının ""Adres tevziat anında kapalı olup en yakın komşusu isim ve imzadan imtina ederek muhatabın çarşıda olduğunu beyan etti. T.K. 21. maddesine göre mahalle muhtarının imzasına tebliğ edildi. 2 no"lu haber kağıdı kapıya yapıştırıldı. İsim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildi."" kaydı ile 02.11.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmekte olup; tebligat parçasında; gerek beyanda bulunan ve gerekse haber verilen komşunun isminin tespit ve tevsik edilmediği, bir diğer ifadeyle, beyan sahibi ile haber verildiği bildirilen komşunun açık kimliğinin ne olduğunun tebliğ mazbatasında açıklanmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle, satış ilanı tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği"nin 30/1. ve 31/1-c maddeleri koşullarına göre usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Dolayısıyla, yukarıda açıklandığı üzere; satış kararı uyarınca, satış ilanının borçluya usulüne uygun tebliği zorunlu olduğu halde borçluya yapılan satış ilanı tebligatı usulsüz olduğundan bu husus, başlı başına ihalenin feshi nedenidir.
O halde, mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.