Hukuk Genel Kurulu 2013/766 E. , 2014/241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2012
NUMARASI : 2012/312-2012/549
Taraflar arasındaki "Tazminat " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tuzla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın husumet yönünden reddine dair verilen 11.11.2010 gün, 2009/166 E. – 2010/746 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2012 gün, 2011/16655 E. – 2012/3211 K. sayılı bozma ilamı ile;
‘‘…Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazdan geçen 100. Yıl Caddesinin, karar tarihinden önce 17.12.2009 tarihli UKOME kararı ile ana arter listesinde bulunmamaktadır.
Bu durumda, sözü edilen caddenin bakım ve onarım sorumluluğu T.. B..na geçeceğinden, adı geçen Belediye Başkanlığı yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde husumetten ret kararı verilmesi,
Doğru görülmemiştir…”
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu 19 pafta, 1108 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından yol ve tretuvar yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek, kamulaştırma bedelinin tahsilini istemiştir.
Davalı Belediye vekili, taşınmaza davalı idarece fiili elatma yapılmadığını, dava konusu mahallin anayol olan .....mahallesi 100. Yıl caddesi üzerinde bulunduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi"nin sorumluluğunda olduğunu bildirip davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire’ce yukarıda başlıkta yer alan gerekçeler ile karar bozulmuştur.
Yerel mahkeme, direnme olarak adlandırdığı kararında ise, direnme yönünde karar verilmeden önce, dava konusu yolun anayol ve cadde niteliğinde olup olmadığı konusunda bilirkişiden rapor alınmış ve önceki gerekçeler genişletilerek direnme kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu"ndaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak tartışılıp, değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir(1086 sayılı HUMK. m.429). Eş söyleyişle; mahkemenin ilk kararının gerekçesinde dayandığı maddi olgunun dışında yeni bir delile, yeni bir maddi olguya dayanması ve gerekçesini de bu yeni maddi olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, usulünce verilmiş bir direnme kararının varlığından söz edilemez.
Yerel mahkemece, ilk kararda direnildiği belirtilmiş ise de; bozmaya konu önceki kararın gerekçeleri yanında, Özel Daire bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporu hükme gerekçe yapılarak direnme kararı verilmiştir.
Bu durumda, temyize konu karar, gerçekte 1086 sayılı HUMK’nun 429/3. maddesi anlamında direnme kararı niteliğinde olmayıp, Özel Daire bozmasına konu önceki karardan farklı gerekçeye dayalı yeni bir hüküm niteliğindedir.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daireye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK"un 440/I. maddesi uyarınca hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.