12. Ceza Dairesi 2019/7162 E. , 2020/5453 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hükümler : 1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu açısından: TCK"nın 179/3-2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-Taksirle yaralama suçu açısından: TCK"nın 89/4, 62, 50/1-a-4, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü :
I-Sanığın taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sürücü belgesiz sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile saat 15:40 sıralarında, gündüz vakti yağmurlu havada iki yönlü eğimli köy yolunda seyir halindeyken önündeki aracı sollamaya çıktığı sırada karşı yönden gelen müştekinin sevk ve idaresindeki motosiklet ile çarpışması sonucu iki kişinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına asli kusurlu olarak neden olduğu, sanığın saat 16:23 de alkolmetre ile yapılan ölçümde 0.52 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, geçen her bir saatte vücuttaki alkol seviyesinin 0.15 promil düştüğü bilindiğine göre kaza saati ile alkol ölçümü arasında 43 dakika geçtiği göz önüne alındığında, sanığın kaza sırasında alkol miktarının yaklaşık 0.62 promil olduğu anlaşılan olayda,
Yapılan yargılamaya, toplanıp yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın pişman olduğuna, beraat kararı verilmesi gerektiğine, CMK’nın 231. maddesinin uygulanması gerektiğine, mağduriyetinin giderilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazını reddine, ancak:
a)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05.03.2020 tarihli ve 2018/12-399 Esas-2020/154 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki" gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
b)Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken uygulama maddesinin "TCK"nın 50/1-a. maddesi" yerine "50/1-a-4" olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine ve adli para cezasının belirlenmesine esas alınan tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün (2) nolu bendinde yer alan “güttüğü amaç ve saik” ibaresinin çıkarılması, hükmün sekizinci paragrafı hükümden çıkarılarak yerine "Sanığa verilen 10 ay hapis cezasının sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu nazara alınarak 50/1-a. maddesi gereğince adli para cezasına çevrilmesine; TCK"nın 52/3. maddesi gereğince adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının 300 tam gün olarak belirlenmesine, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik durumu göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL hesabıyla 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince,
Olay tarihinde sanığın yaklaşık 62 promil alkollü halde iki yönlü yolda araç kullandığı sırada önündeki aracı sollamaya çıktığı sırada karşı yönden gelen motosiklete çarparak müştekilerin yaralanmasına sebebiyet verdiği olaya ilişkin, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda her iki suçtan sanığın mahkumiyetine karar verilmiş ise de, TCK"nın "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması ve her iki suçun birlikte işlenmesi halinde sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde sadece taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikayetin gerçekleşmemesi, şikayetten vazgeçilmesi veya uzlaşma nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması gerektiği, somut olayda sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırıldığı gözetildiğinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ""hüküm verilmesine yer olmadığına"" kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 21.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.