2. Ceza Dairesi 2019/9556 E. , 2019/12369 K.
"İçtihat Metni"Hırsızlık suçundan sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141/1, 143/1 ve 168/2 maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesinin 19/06/2014 tarihli ve 2013/185 esas, 2014/246 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 11/04/2019 gün ve 94660652-105-61-1065-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/04/2019 gün ve 2019/40186 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1- Sanık ..."un, ... İlçe Jandarma Komutanlığı görevlileri ile irtibata geçerek, olay günü diğer sanıkların kendisini tehdit ederek mazot hırsızlığı yapmaya zorladıklarını, olay ile ilgili telefon ile irtibat kurarak nerede olduklarını haber edeceğini beyan etmesi ve sanıkların eylemlerini anlık olarak İlçe Jandarma Komutanlığı görevlilerine kısa mesaj ile göndermesi akabinde, adı geçen sanıkla birlikte diğer sanıklar ... ve ..."in kendileri ile iletişime geçen ... İlçe Jandarma Komutanlığı görevlilerinin talebi üzerine rızaları ile karakola gitmeleri, diğer sanıkların ise arama sonucunda yakalanmaları üzerine yürütülen soruşturma ve kovuşturma evresi sonucunda, adı geçen sanık hakkında da atılı hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ise de; kolluk tarafından tanzim edilen 15/04/2013 tarihli "Olay Tespit Tutanağı" ve aynı tarihli "TUTANAKTIR" başlıklı belge içerikleri incelendiğinde, sanık ..."un kullanmış olduğu ... numaralı cep telefonu hattından ... İlçe Jandarma Komutanlığında görevli 1. Jandarma Asayiş Tim Komutanı J. Astsb. Çvş. ..."ın kullanmış olduğu ... numaralı telefon hattına eylemin gerçekleşmesinden önce gönderdiği çok sayıdaki kısa mesajda, akşam diğer sanıkların mazot hırsızlığı yapacaklarını, sevdiği kızın evini yakmakla tehdit ettikleri için kendisinin de onlarla birlikte mecburen gittiğini ifade etmesi ve akabinde anlık olarak nereye gittiklerini ve ne yaptıklarını bahse konu telefon numarasına attığı çok sayıda kısa mesajla bildirerek jandarmayı gelişmelerden haberdar ettiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Kanun"un "Cebir Ve Şiddet, Korkutma ve Tehdit" başlıklı 28/1. maddesinde yer alan, "Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, bahse konu tutanak tanıklarının dinlenilmesi ve kısa mesaj gönderildiği belirtilen sanığa ait ... numaralı telefon hattına ilişkin HTS kayıtlarının istenilerek incelenmesinden sonra, sanığın atılı suçu söz konusu yasal düzenlemede belirtildiği şekilde karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu işleyip işlemediğine ilişkin değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesinde,
2- Kabul ve uygulamaya göre de; anılan kararın diğer sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine verilen Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 22/11/2018 tarihli ve 2016/9456 esas, 2018/13984 karar sayılı bozma ilâmında da belirtildiği üzere, müşteki ..."nin, çalınan mazotun çok az olduğuna ve karşılanmasını istediği zararının bulunmadığına dair beyanı, sanıkların da 10 litre mazot çaldıklarını belirtmesi karşısında, sanık hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı Kanun"un 145. maddesinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinde düzenlenen kanun yararına bozma; kesinleşmiş hakimlik veya mahkeme kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir yasa yoludur. Bu yasa yolu ile kanunların aynı (tek) biçimde uygulanması, Yargıtay/istinaf denetiminden geçmeksizin kesinleşen kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Kanun yararına bozmanın konusu hukuka aykırılıkların giderilmesi olunca, ayrıntıları 26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı içtihadı birleştirme kararında açıklandığı üzere, yasaya aykırılık halleri uygulamadaki yanlışlıklar ile esasa etkili usul hatalarından ibarettir.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, temyiz/istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı başvurulabilmesi mümkün olup, kesin hükmün otoritesinin zedelenmemesi gerektiğinden, hukuka aykırılıkların ciddi boyutlara ulaşması yanında, maddi meseleye ilişkin kanıtların takdirinde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağı gibi hakimin takdir yetkisi kapsamına giren hususlar ile takdirin hatalı kullanılması ile ilgili hukuka aykırılıklar yönünden de kanun yararına bozma yasa yoluna gidilmesi olanaklı bulunmamaktadır. Yasa yolunun bu özelliği nedeniyle, hakimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, sadece olağan denetim yolu olan temyiz/istinaf incelemeleri sırasında dikkate alınabilecektir.
İnceleme konusunu oluşturan davada olduğu gibi kanıtların takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşüldüğünden söz edilerek sanık ... hakkında "Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır." şeklinde düzenlenen 5237 sayılı TCK’nın 28/1. maddesinin ve aynı Kanun’un 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin değerlendirme yapılmadığından bahisle kanun yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı bulunmadığından, (AKÇAABAT) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen, 19.06.2014 tarihli ve 2013/185 E., 2014/246 K. sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 04/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.