9. Ceza Dairesi 2013/8398 E. , 2013/13100 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Muhafaza görevini kötüye kullanma
Hüküm : TCK"nın 289/1-1 ve 2. cümle, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunda failin muhafaza edilmek üzere kendisine resmen teslim olunan rehinli veya hacizli veya herhangi bir nedenle el konulmuş malı teslim amacına uygun olarak muhafaza ve istenildiğinde iade yükümlülüğünün bulunduğu, cezalandırılabilecek eylemin tipe uygun hukuka aykırı bir eylem olması gerektiği,
Somut olayda sanığın haczedilerek kendisine teslim edilen malı satış tarihini bilmediğinden satış mahalline getiremediğini, başka bir gerekçesinin bulunmadığını iddia etmesi karşısında, kendisine yediemin olarak teslim edilen traktörün suç tarihi itibariyle mevcut olup olmadığı, mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunup bulunmadığı kuşkuya yer vermeyecek biçimde araştırılıp belirlendikten sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 24.10.2013 tarihinde bozmada oybirliği gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sanığın kredi borcu nedeniyle başlatılan icra takibi üzerine fiilen haczolunarak kendisine yediemin olarak bırakılan traktörün alacaklı vekili tarafından kanuni süresi içinde satışının istendiği, satış günü ve saatinde mahcuzu satış yeri olan adliye önünde hazır etmesi gerektiği yönünde yapılan tebligata rağmen malı satış yerine getirip teslim etmemesi nedeniyle satışın düştüğünden bahisle suç duyurusunda bulunulmasını müteakip yedieminin mahcuz mal üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunduğuna (malı sattığı, tükettiği, başkalarına devrettiğine veya teslim ettiğine vb.) yönelik iddiada bulunulmaksızın salt malı satış yerine getirip teslim etmemesinden bahsedilmek suretiyle TCK"nın 289/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile açılan davada aynı gerekçe ile suçun sübuta erdiği kabul edilip mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; yedieminin hacizli malı satış yerine götürme yükümlülüğü bulunmamakta, aksine icra dairesince malın adrese gelinerek teslim alınması gerekmekte olup; yedieminin malı satış yerine götürmemesi eylemi, TCK"nın 289. maddesindeki suçun "teslim amacı dışında tasarrufta bulunma" biçimindeki hareket ögesini oluşturmamaktadır.
5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesine göre hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilecektir. Anılan Kanunun 170/4. maddesine göre iddianamede yüklenen suçu oluşturan olaylar mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanması gerekmektedir. Yine CMK"nın 223/1-a maddesinde de yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması halinde beraat kararı verilmesi gerektiği düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yediemin hakkındaki suç ihbarı sonucunda soruşturma evresinde malın teslim amacı dışında tasarruf edilip edilmediği, malın suç tarihi itibariyle mevcut olup olmadığı belirlendikten sonra tasarruf edildiğinin anlaşılması halinde dava açılması gerekirken anılan hususlarda hiçbir araştırma yapılmadan kanunda suç olarak düzenlenmeyen "mahcuzun satış yerine getirilmemesi" fiilinden açılan davada iddianame kapsamını aşar biçimde hacizli malın yedieminin elinde bulunup bulunmadığı ya da tasarruf edilip edilmediği mahkemece keşfen yada zabıta marifetiyle araştırılmasına gerek olmaksızın beraat kararı verilmesi gerekirken, sanığın mahcuz taşıtı satış yerine getirmediği gerekçesiyle mahkumiyet hükmü kurulması bozma nedeni yapılmalıdır.
Yukarıda açıklandığı üzere mahkumiyet hükmünün bozulması yerinde ise de; iddianamedeki anlatıma göre mahkemeye araştırma yükümlülüğü getirilmesine ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 24.10.2013