11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/10983 Karar No: 2021/2361 Karar Tarihi: 09.03.2021
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/10983 Esas 2021/2361 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bir davada, sanığın 2009 yılında muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği gerekçesiyle mahkumiyet kararı verildiği belirtilmiştir. Sanık ve müdafinin duruşmalı inceleme istemi reddedilmiş, temyiz talepleri incelenmiş ve 2009 yılında düzenlenen son fatura tarihinin hatalı yazıldığı ve Anayasa Mahkemesinin bir iptal kararının göz önünde bulundurulması gerektiği kaydedilmiştir. İncelenen dosyaya göre hakimlerin fiilleri değerlendirdiği ve cezaların kanuni takdir sınırları içerisinde verildiği belirtilmiştir. Sanık hakkındaki suçlamalar doğru biçimde belirlenmiş ve hükümde bir isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 2008 yılı için ise suç tarihinin olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle geçtiği belirtilmiş, bu sebeple hüküm bozulmuş ve sanık hakkındaki dava kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür. Kararda bahsedilen kanun maddeleri 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'nin 318. maddesi, 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi, 66/1-e ve 67/4. maddeleri ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddesidir.
11. Ceza Dairesi 2017/10983 E. , 2021/2361 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ve müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK‘nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü: 1-“2009 takvim yılında muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde: Gerekçeli karar başlığında “2009” şeklinde yanlış yazılan suç tarihinin, en son faturanın düzenlendiği “17.06.2009” olarak mahallinde düzeltilmesi ve 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezaların kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık ve müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 2-“2008 takvim yılında muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde: Sanığa yüklenen suçun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, düzenlenen son fatura tarihine göre 27.12.2008 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ve müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 09.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.