
Esas No: 2016/3047
Karar No: 2018/6392
Karar Tarihi: 08.10.2018
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/3047 Esas 2018/6392 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.05.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın bina nedeniyle temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 30.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi ayrı ayrı davacılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, taşkın bina nedeniyle açılan temliken tescil istemine ilişkindir.
Davacılar, dava konusu 9248 ada 19 parselde bulunan bağımsız bölümlerin maliki olduklarını, davalının taşınmazının kendi taşınmazlarına bitişik olduğunu, binanın yapımı sırasında kasıtlı olmaksızın davalının arsasının bir kısmının kullanıldığından bahisle tecavüzlü kısmın bulunduğu bölümün davacılar adına tescilini istemiştir.
Bir kısım davalılar vekili; davacıların iyiniyetli olmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların temliken tescil istemlerinin reddine karar verilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır.
Anılan Kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da;
Mahkemece davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılarak hüküm verilmiş ise de; ortada bir tüketici işlemi söz konusu olmayıp açılan dava temliken tescil isteğine ilişkindir. Bu durumda mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek asliye hukuk mahkemesi sıfatı ile davaya devamla çekişmenin esası incelenip hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde tüketici mahkemesi sıfatı ile davaya bakılmış olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.