22. Hukuk Dairesi 2016/26370 E. , 2019/24524 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesine işçi tarafından haklı nedenle son verildiğini öne sürerek kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı yanca ihtarname masrafının yargılama giderleri içerisinde hesaplanması talep edilmiş ise de; ihtarname masrafı talebinin ayrı bir alacak kalemi olup yargılama gideri içerisinde değerlendirilebilmesinin mümkün bulunmadığının, ihtarname masrafı alacağı için ayrıca usulüne uygun bir dava açılması gerektiğinin ancak davacı yanca bu şekilde bir dava açılmadığının anlaşılmasına göre davacının tüm davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Aynı ispat kuralları, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacağı için de geçerlidir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarından hareketle 4.4.2011 tarihine kadar haftanın yedi günü, günde 12 saat 1.5 saat ara dinlenme ile haftada 21 saat ( hafta tatili olan 7.5 saatin dışlanması ile) fazla çalışma yapıldığı, bu tarihten sonra işyerinde vardiyalı sisteme geçildiği; davacının tüm dönem çalışması boyunca 29 Ekimde 1.5 gün çalışıldığı ancak yarım gün karşılığının ödenmediği kabul edilmiştir.
Öncelikle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır. Buna karşın Mahkemece, dava dilekçesinde haftanın altı günü çalışıldığı belirtilmesine karşın 04.04.2011 tarihinde öncesine ait dönemde haftanın yedi günü çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılması hatalıdır.
Öte yandan, davacı tanığı ..., kendi beyanına göre 14.07.2009 tarihine kadar çalışmıştır. Davacı tanığı ... ise 2011 yılından itibaren çalıştığını beyan etmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu tanıkların beyanlarından hareketle fazla çalışma 01.10.2009-04.04.2011 tarihleri arası; ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı ise 01.10.2009-27.05.2014 tarihleri arası için hesaplanmıştır. Tanıklar ancak davacı ile birlikte çalıştıkları dönem için çalışma koşullarını bilebileceklerinden aynı dönemde davacı ile birlikte çalışması olmayan davacı tanığı ...’ın beyanının dikkate alınmasına imkan yoktur. Davacı tanığı ...’in beyanı ise ancak 2011 yılından sonraki dönem için dikkate alınabilir.
Açıklanan nedenlerle, Mahkemece öncelikle davacı tanığı ...’in davacı ile çalıştığı dönem tam olarak belirlenerek sadece bu dönem için fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanmalı, hesaplama yapılırken davacının haftanın altı günü çalıştığı kabul edilmelidir.
3-Mahkemece süresinde yapılan ıslaha karşı zamanaşımı savunması nedeniyle ek rapor aldırılmaksızın resen hesaplama yapma yoluna gidilmiş ise de, yapılan hesaplamanın nasıl ve neye göre yapıldığı tespit edilemediğinden kabul denetime elverişli bulunmamaktadır.
Davada ıslah 17.03.2016 tarihinde yapılmış olup buna göre 17.03.2011 tarihinden önceye ait talep edilen fazla çalışma alacağı dava dilekçesinde talep edilen tutar dışında zamanaşımına uğrar. Mahkemece bu doğrultuda alınacak denetime elverişli ek rapor ile davada ıslaha karşı yapılan zamanaşımı savunması nedeniyle zamanaşımına uğrayan fazla çalışma alacağı olup olmadığı belirlenmeli bundan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 26.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.