Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu tarafından, aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak olan çek altındaki imzaya itiraz edildiği,  mahkemece, 08.06.2011 tarihli tensip zaptının 3 nolu ara kararı ile davalı tarafa, senet aslını mahkeme kasasına ibraz etmesi ya da yedinde değil ise bulunduğu yeri bildirmesi için en son duruşma saatine kadar  süre verildiği, alacaklı vekilinin, 13.07.2011 tarihli celsede senedin kendilerinde olduğunu beyanla ibraz etmek için kısa bir süre talep etmesine, mahkemece kesin süre verildiğinden bahisle imzaya itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
1086 sayılı HUMK"nun 163. maddesinde  “ Kanunun tayin ettiği müddetler katidir. Bu müddetlerde yapılması lazım olan muamele yapılmazsa o hak sakıt olur. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna da karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini istiyebilir. Bu suretle verilecek müddet katidir. Bir daha verilemez.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, tensip zaptı ile verilen sürenin, açıkça kesin süre olduğu belirtilmemiştir. Buna göre 1086 sayılı HUMK"nun 163. maddesi uyarınca sürenin kesin olduğu belirtilmediğinden süreye riayetsizlik kesin sürenin sonuçlarını doğurmaz.
O halde mahkemece yukarıda belirtilen kurallara uygun şekilde kesin süre  verilmeksizin eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Davalının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.