14. Hukuk Dairesi 2016/5954 E. , 2018/6343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.07.2013 gününde verilen dilekçe ile TMK"nin 725. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil (temliken tescil) talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nin 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin 140 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 10.10.2000 tarihinde dava dışı ..."ten satın aldığını, 2004 yılında taşınmazı üzerine bina yapmak istediğini ve davalılardan ... ile dava dışı ..."ten taşınmazın 9 no"lu parsel ile sınırlarını göstermelerini istediğini, gösterilen sınıra göre de binasını yaptığını, daha sonra ruhsat almak için belediyeye başvurduğunda binanın 9 no"lu parsele tecavüzlü olduğunu öğrendiğini, ancak müvekkilinin iyiniyetli olup davalıların da bu tarihe kadar herhangi bir itirazlarının bulunmadığını ileri sürerek uygun bir bedel karşılığında 9 no"lu parselin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar ..., ... ve ..., davacının binayı yaparken tapu ve kadastro müdürlüklerinden taşınmazın gerçek sınırlarını sormaması nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, tanıkların ve davalı ..."in beyanlarından davacının iyiniyetli olduğunun anlaşıldığı, yapının değerinin tecavüz edilen taşınmazın değerinden fazla olduğu ve temliken tescil şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 140 ada 9 parsel sayılı taşınmazın 16.01.2015 tarihli fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (B) harfiyle gösterilen 76,53 m2"lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, taşınmazın tecavüzlü kısmının bedeli olan 689,45TL"nin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar ... ve ... temyiz etmiştir.
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nin 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nin 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır.
Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanunu"nun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.
Bu tür davalarda taşkın yapıyı yapan kişinin taşınmazı lehine, taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkı yoksa durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde taşkın yapıyı yapan kimse, taşan kısım için uygun bir bedel karşılığında irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir.
TMK’nin 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır:
a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.
TMK’nin 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nin 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur.
Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir.
İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. (Sübjektif koşul)
b) İkinci koşul, yapı kıymetinin taşılan arazi parçasının değerinden açıkça fazla olmasıdır. (Objektif koşul)
c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir.
d) Bu üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; temliken tescil isteyen davacı kendi kadastral parseline bina yaparken davalıların kadastral parseline tecavüz ettiğinden iyiniyetli değildir. Çapa bağlı taşınmaza inşaat yaparken gerekli özeni göstermeyen davacının iyiniyetli olduğundan söz edilemez. Sübjektif koşul gerçekleşmediğinde diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır.
O halde mahkemece, somut olayda temliken tescil koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ..."in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
03.10.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.