14. Hukuk Dairesi 2016/2287 E. , 2018/6337 K.
"İçtihat Metni" 14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.08.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ... ile davalılar ..., ..., ... ve diğer davalıların murisi ... arasında noterde yapılan 26.10.1976 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların ve muris ..."ın, tarafların kök murisi ... adına kayıtlı 4 adet taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını toplam 20.000,00TL bedelle müvekkillerinin murisine satmayı vadettiğini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmiş olup taşınmazların zilyetliğinin de devredildiğini, sözleşmenin yapıldığı tarihte sözleşmeye konu taşınmazların kadastro tespitleri yapılmış ise de henüz kesinleşmediğinden tapuda devir işlemlerinin yapılamadığını, ancak devir için herhangi bir engel kalmadığını, buna rağmen davalıların paylarını devretmeye yanaşmadıklarını ileri sürerek dava konusu taşınmazlarda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkillerinin payları oranında adlarına tescilini talep etmiştir.
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunmuş; dava konusu taşınmazlarda kimsenin payı belirli olmadığından satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığını, davacı tarafın kötüniyetli olarak bu davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı 366 ada 1 parsel, 231 ada 3 ve 4 parsel ile 232 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının davalıların payları oranında iptali ile davacıların murisi ..."ın mirasçılık belgesindeki payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; reddi gerekmiştir.
2) Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Somut olaya gelince; her ne kadar mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu 366 ada 1 parsel, 231 ada 3 ve 4 parsel ile 232 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının davalıların payları oranındaki kısmının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiş ise de davalılara ait olup iptaline karar verilen bu paylar hükümde açıkça gösterilmediğinden verilen hüküm infaza elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazların halen tarafların ortak murisi ... adına kayıtlı olup elbirliği mülkiyetine tabi oldukları göz önüne alınarak davalılara ait payların açıkça tespit edilmesi, gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınması ve davalılara ait olup tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili gereken payların hükümde açıkça belirtilmek suretiyle infaza elverişli şekilde hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere infazda tereddüt uyandıracak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş; bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.