Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu şirket hakkındaki kıymet taktir raporu ve satış ilanının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21.maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir.
Hükmi şahıslar adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılmış olması halinde, tebliğ memurunun Tüzüğün 28. maddesindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Zira, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi, gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari  ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olması, tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmaz(Yargıtay HGK.nun 28/02/2007 tarih ve 2007/12-95 E 2007/94 K.sayılı kararı ile 11/11/2009 tarih ve 2009/12-436 E. 2009/487 K.sayılı kararı).
Bu durumda mahkemece borçlu şirketin tebliğ tarihi itibariyle ticaret sicilinden adresi sorularak sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, yasa ve tüzük hükümlerine uygun tebliğ yapılmadığından bahisle eksik inceleme ile şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. 
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK."nun 366. ve HUMK."nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.