14. Hukuk Dairesi 2016/626 E. , 2018/6330 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.11.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı SGK vekili, davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 13.09.2013 tarihinde vefat eden muris ..."in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde, dava şartlarının oluşup oluşmadığının mahkemece araştırılması gerektiğini, davacıların davalı ... zarara uğratma kasıtları olabileceğini, üç ay içerisinde reddedilmeyen mirasın zımnen kabul edilmiş sayılacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, murisin tüketici kredisi ve kredili mevduat hesabından dolayı borcunun bulunduğunu, mirasın hükmen reddine karar verilebilmesi için murisin ölüm tarihinde ödemeden acz halde olduğunun açıkça belli ya da resmen tespit edilmiş olması gerektiğini, dava şartlarının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı SGK vekili ve davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz etmiştir.
Dava, TMK"nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Somut olayda, mahkemece, UYAP üzerinden alınan .... çıktısına göre murisin.... plakalı aracı olduğu, bilirkişi aracılığıyla aracın ölüm tarihi itibariyle değerinin tespit edildiği, terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla sadece murisin borçlu olduğu bildirilen bankalardan ölüm tarihi itibariyle borç miktarının ne kadar olduğunun sorulduğu anlaşılmaktadır. Muris adına kayıtlı gayrımenkulün bulunup bulunmadığının tespiti açısından ilgili tapu müdürlüğüne yazılan yazıda ise ölüm tarihi esas alınmamıştır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, 13.09.2013 tarihi itibariyle murisin üzerine kayıtlı gayrımenkul, araç ve banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, emniyet ve banka müdürlüklerine yazı yazılmalı,....plakalı araç haricinde muris adına kayıtlı aracın, gayrımenkulün olduğunun anlaşılması halinde ölüm tarihi itibariyle değerinin belirlenmesi amacıyla keşif yapılıp konusuda uzman bilirkişilerden rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre, davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılması, maktu harçtan davalıların değil davacıların sorumlu tutulması ve davacılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.