15. Ceza Dairesi 2017/34134 E. , 2019/1181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : -Nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-e-son, 43, 62, 53 ve 52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 43/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Özel Bostanlı Sağlık Polikliniğinin ortağı ve aynı zamanda sorumlu müdürü olan sanık Dr. ...’in, iç hastalıkları uzmanı Dr. ...’nin isminin ve diploma numarasının yazılı olduğu kaşeyi kullanmak ve imzasını taklit etmek suretiyle toplam 1737 adet reçete, 957 muayene işlemleri (hasta çıkış özeti) ile bu işlemlere ilişkin 3367 adet laboratuvar tetkik istek formu yanı sıra biyokimya uzmanı Dr....’in isminin ve diploma numarasının yazılı olduğu kaşeyi kullanmak ve imzasını taklit etmek suretiyle toplam 3977 adet laboratuvar tetkikinin yer aldığı sonuç raporları düzenleyerek ödenmesi amacıyla kuruma verdiği, ayrıca sağlık yardımından yararlanan 21 hak sahibi adına düzenlediği 5 adet radyoloji, 2 adet kan, 12 adet idrar tetkikini yapmış gibi göstererek gerek hak sahiplerine uygulanmayan gerekse de sahte olarak düzenlenen sonuç raporunda yer alan tetkikleri kuruma fatura ederek sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
TCK’nın 204/1. maddesinde yer alan resmi belgede sahtecilik suçu için öngörülen cezanın miktarına göre, aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün bozulmasına; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Sanığın aşamalardaki savunmalarında, uzman doktorlar ... ve ...’in kaşelerini kullansa da hastalarının muayenelerini çoğu zaman kendisinin yaptığını, işinin olduğu zamanlarda da diğer doktorların tedavileri gerçekleştirdiklerini, yani hayali hastalara ilişkin faturalandırma yapmadıklarını, 5 adet radyoloji, 23 adet kan ve 12 adet idrar tetkikinde de hastaların karıştırılmış olabileceğini belirterek suçlamaları kabul etmemesi yanı sıra sondajlama usulü seçilen 35 hak sahibinin alınan ifadelerinde, ...’ye muayene olmamışlarsa da, kendilerini başka doktorların tedavi ettiklerini belirtmiş olmaları nedeniyle polikliniğin, aslında gerçek hastalara vermiş olduğu hizmet karşılığını kuruma fatura ettiğinin anlaşılması ve gerçekte yapılmadığı belirtilen tetkiklerin sayısı ile elde edilecek kazancın miktarı göz önünde bulundurulduğunda, tetkiklerin gerçekten yapıldığı ve hastaların karıştırılmış olabileceği yönündeki sanığın savunmasının hayatın olağan akışına uygun düşmesi, aynı şekilde emekli Sayıştay uzman denetçileri... tarafından düzenlenen üçlü bilirkişi raporunda da, şikayetçi kurum mensuplarının özel sağlık kuruluşlarındaki muayene ve tedavilerine ilişkin uygulamanın, olay tarihi itibariyle yeni olması nedeniyle bir takım hataların olabileceğinin belirtilmesi karşısında, dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği tespit edilemeyen sanığın beraatı yerine, yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
b)Kabule göre de;
ba)Bozma ilamından sonra düzenlenen bilirkişi raporunda, daha önce soruşturma raporuyla belirlenen 123.650,00 TL’lik kısım esas alınarak 01.06.2005’ten sonra kurum tarafından ödendiği tespit edilen 1.570,35 TL’nin eklenmesi suretiyle toplam zarar miktarına ulaşıldığının bildirilmesine karşın, müfettiş raporunda tespit edilen bu rakamın, ...’nin isminin kullanılması ve imzasının taklit edilmesi suretiyle hazırlanan 1737 adet reçete karşılığı tarafından eczanelere yapılan ödemelere ilişkin olması da gözetilerek, ancak hayali muayene ve tetkik işlemlerine ilişkin kazançların haksız menfaat olarak kabulüyle belirtilen miktarın esas alınması, suç tarihinin de buna göre belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
bb)5237 sayılı Kanun’un 158/1-e-son maddesi gereğince, temel gün para cezasının elde olunan haksız yararın iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktar üzerinden belirlenip, bu şekilde tayin olunan gün sayısı üzerinden artırım ve eksiltme yapıldıktan sonra ortaya çıkacak gün sayısı ile bir gün karşılığının aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20,00-100,00 Türk Lirası arasında takdir olunacak miktarla çarpılması neticesinde adli para cezasına hükmolunması gerektiği gözetilmeden, temel cezanın 5 gün olarak belirlenip, günlüğü 20,00 TL’den çevrildikten sonra sonuç adli para cezasının haksız menfaat miktarının iki katı olan 250.220,35 TL’ye yükseltilmesi sonucunda artırım ve indirim oranlarının bunun üzerinden belirlenmesi suretiyle infazda karışıklığa sebep olunması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.