Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/14806 Esas 2017/12409 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14806
Karar No: 2017/12409
Karar Tarihi: 13.12.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/14806 Esas 2017/12409 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/14806 E.  ,  2017/12409 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacı vekili avukat..."ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, dava dışı kooperatif üyeliğinden haksız olarak çıkarıldığını, bu kararın iptalini sağlaması için davalı avukata vekalet verdiğini, davalının kooperatif kararının iptali için açtığı davayı mazeretsiz takipsiz bırakması ve süresinde yenilememesi nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, daha sonra yeniden dava açılmış ise de hak düşürücü sürenin kaçırılması nedeni ile üyelik hakkını tamamen kaybettiğini ileri sürerek, görevini gerekli dikkat ve özenle takip etmeyen davalı nedeni ile uğradığı zararın falzaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL’sinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 110.000,00 TL olarak artırmıştır.
    Davalı, gerek dava dilekçesine gerekse ıslah dilekçesine konu taleplerin Avukatlık Kanunu 40. madde kapsamında zamanaşımına uğradığını ayrıca kusur ile zarar arasında illiyet bağı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, süresinde dava açılması halinde kooperatif kararının iptal edileceğinin sabit olduğu bu nedenle davalının kusurlu eylemi ile zarar arasında illiyet bağı olduğu kabul edilerek davanın kabulüne, 110.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, davalı avukatın özen yükümlülüğüne aykırı davranması nedeni ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı öncelikle Avukatlık Kanunu 40. madde gereği zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, zamanaşımı defi hiç tartışılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir. Avukatlık Kanununun 40. maddesinde, “iş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer” hükmü bulunmakta olup, bu hükümle müvekkilin avukata karşı tazminat isteminin bir ve beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, öncelikle tüm taraf delilleri toplanarak, davacının hakkın doğumunu öğrendiği tarih konusunda araştırma yapılıp sonucuna göre yasa hükmü doğrultusunda değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca göre zamanaşımı defi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zamanaşımı defi hiç tartışılmaksızın işin esasına geçilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan birinci bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.