5. Hukuk Dairesi 2020/11857 E. , 2021/3367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuş, karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;
1-Dava dilekçesinde dava değeri 500.000 TL gösterilmiş ancak maktu harç yatırılmış, bu husus bozma konusu yapılmıştır. Dava dilekçesindeki dava değeri 500.000 TL gösterildiğinden eksik harcın bu değer üzerinden tamamlatılması gerekmektedir. Buna rağmen, davacı tarafça bozmadan sonra düzenlenen ilk raporda tespit edilen 176.501,13 TL üzerinden harç yatırılmış, mahkemece de bununla yetinilmiş ve sonuç olarak da 332.412,79 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu durumda, eksik yatırılan harcın tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden, dava değeri üzerinden harç tamamlatılarak işin esasına girilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Dava konusu taşınmazın metrekare birim bedeli bozma öncesinde 340 TL, bozma sonrasında ise ilk raporda 340 TL, ikinci raporda 365 TL, hükme esas alınan son raporda 600 TL belirlendiğinden, raporlar arasındaki çelişki nedeniyle bilirkişi raporu inandırıcı görülmediği gibi, emsal alınan taşınmazlardan ... Mahallesi ... ada
... parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden sonraki satış olması, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın ise satış tarihinin çok eski olması nedeniyle bilirkişi raporu hükme esas alınamaz.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re"sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3- Bozma öncesinde tespit edilmeyen ve davacı tarafça talep edilmeyen, fen bilirkişisi krokisine göre çoğu dava konusu taşınmazın dışında kalan 2 katlı yapının bedeline hükmedilmesi suretiyle fazla bedel tespiti,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.