14. Hukuk Dairesi 2016/513 E. , 2018/6317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.01.2011 gününde verilen dilekçe ile 4342 sayılı Mera Kanunu"nun geçici 3. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın davalı adına oluşturulan tapu kaydının iptali ile ... adına tescili isteğine ilişkindir.
Davalı, çekişme konusu taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın evveliyatının mera olduğu ve 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde yazılı koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, Dairemizin 30.05.2013 tarih ve 2013/6759-8213 E-K sayılı ilamı ile " ...Bu durumda mahkemece, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte incelenerek ve davacıya yapılan tahsisin niteliği de araştılarak yerinde şehir plancısı, ziraatçı bilirkişi ve harita mühendisi bulundurmak koşuluyla yeniden keşif yapılmalı, 2981 sayılı Kanunun 10/c. maddesi ve imar planı uygulama haritaları Belediyeden sağlanmalı ve bu haritaların kapsamına göre mera olan taşınmazların 01.01.2003 tarihinden önce yerleşim yeri olarak işgal edilen yerlerden olup olmadığı resmi deliller toplanarak ve bu tarihlere yakın tarihlerde çekilen hava fotoğraflarından da yararlanarak saptanmalı, öte yandan, meranın artık mera olarak kullanılmasının teknik açıdan mümkün bulunup bulunmadığı parsel bazında değil, imar planları ve ada bazında ziraatçı bilirkişiye incelettirilmeli, 6100 sayılı HMK"nın 290. maddesi hükmü gereğince keşfi izlemeye olanak sağlayacak ve bilirkişi raporlarını denetlemeye yardımcı olacak sayıda fotoğraf çektirilerek dosyaya konulmalı, böylelikle ortaya çıkacak sonuca uygun bir hüküm kurulmalıdır" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, mahkemenin direnme kararı üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.04.2014 tarihli 2014/14-542 Esas, 2014/459 Karar sayılı ilamı ile direnme hükmünün bozulması sonrası mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava değeri dava dilekçesinde 30.000,00 TL olarak gösterilmiş, mahallinde yapılan keşifte ise taşınmazın zemin değerinin 73.200,00 TL olduğu belirlenmiştir. Uyuşmazlık taşınmazın arzına ilişkindir. Tescil davalarında taşınmazın zemin değeri dava değeri olarak kabul edileceğinden dava değerinin keşfen belirlenen 73.200,00 TL olarak kabulü gerekirken, keşif sonucu taşınmaz ve üzerindeki muhtesatlar dikkate alınarak belirlenen değer üzerinden fazla vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm sonucunun dört numaralı bendindeki 33.242,00 TL vekalet ücretinin" ibaresinin çıkartılarak yerine "8.256,00 TL nispi vekalet ücretinin" ibaresinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
(Muhalif)
KARŞI OY
Davacı ... vekili, davalı ... aleyhine tapu iptal ve tescil davası açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ... vekili dava dilekçesinde dava değerini 30.000,00 TL göstermiş yargılama sırasında dava değerini ıslah etmemiştir.
Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen bir şey olan davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır.
Konusu gayrimenkul olan davalarda gayrimenkulun dava dilekçesinde gösterilen değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilir. Ancak gayrimenkulun keşif sonucunda tespit edilen değeri üzerinden noksan harç tamamlanmış ise, vekalet ücreti keşifte tespit edilen değer üzerinden takdir edilir.
Mahkemece, keşif yapılarak güncel değer belirlenmiş ise de davacı ... harçtan muaf olduğundan harç tamamlanması gerekmemiştir.
Davacı ... vekili tarafından dava değeri ıslah edilmemiştir. O halde avukatlık ücretinin belirlenmesinde dava dilekçesinde gösterilen miktar esas alınarak vekalet ücretine karar verilmelidir. Dairemizin süregelen içtihatlarıda bu doğrultudadır. ( Yarg.14.HD 2015/13948 E, 2016/752 K. Yarg.14.HD 2015/17260 E,2016/9258 K. Yarg.14HD 2015/15364 E, 2016/3080 K )
Bu nedenle, Davacı ... vekilinin avukatlık ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden, sayın çoğunluğun kararına katılamamaktayım.