Abaküs Yazılım
İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/275
Karar No: 2021/817
Karar Tarihi: 30.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/275 Esas 2021/817 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/275 Esas
KARAR NO : 2021/817

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ... A.Ş. grup şirketleri ile müvekkili arasında 2012 yılında akdedilen ve süre bitimi sonrası da yenilenerek, sözleşmenin bu davalı tarafından hasız feshine kadar devam eden yetkili servis sözleşmesi bulunduğunu, ...'un önce 31.10.2018 tarihinde Türkiye pazarından çıkma kararı aldığını duyurduğunu, süreç tamamlanana kadar işlerin aynı şekilde yürütüleceğini bildirerek müvekkilinde haklı güven oluşturduğunu, 18.12.2018 tarihinde de 31.03.2019'dan itibaren pazardan çıkarak sözleşmeyi feshedeceğini bildirdiğini, müvekkilinin noter ihtarıyla itiraz ettiğini, sonrasında sözleşme devam ederken yedek parça tedarikini durdurarak müşterilere karşı müvekkilini zor durumda bıraktığı, müşteri şikayetlerine maruz kaldığı, çalışamaz hale getirildiği ve müşteriler-bankalar nezdinde ticari itibar kaybına neden olduğunu, sözleşmenin feshini haklı hale getirmek için zemin hazırladığını, müvekkilinin bu sözleşmeye güvenerek yaptığı yatırımların, araç ve işçi masraflarının karşılığını davalı tarafından belirlenen düşük ücretler nedeniyle alamadığını, bu davalının müvekkiline zorla hatta bazen müvekkilinin şifresini kullanarak bilgisi dışında kendi kendine sipariş vermek suretiyle müvekkilinin ihtiyaçtan fazla yedek parça ve aksesuar satın almasına neden olduğunu, sözleşme feshi sonrası bu ürünler başka firma mallarında kullanılamayacağından müvekkilinin elinde kaldığını, bu şekilde de zarara neden olunduğunu, ardından 90 gün olarak uygulanan borç ödeme vadesinin önce 30 güne sonra peşin ödemeye döndürülerek müvekkilini kredi kartı kullanmaya mecbur bırakıp ekonomik mahfına zemin hazırladığı ve zor durumda bıraktığını, sözleşmeyi yazılı olarak feshetmemesine rağmen fiili olarak feshetmiş olduğunu, bu dönemde diğer davalı ... A.Ş. ile yapmak istediği anlaşma için müvekkiline yedek parça sevkiyatı yapmayarak ve Türkiye pazarından çekileceğini bildirerek sözleşmeyi ihlale ve sona erdirmeye yöneltmeye çalıştığını, taraflar arasındaki sözleşmenin ise müzakere imkanı tanınmadan müvekkilinin zayıf konumundan yararlanılarak bu davalının tek başına düzenlediği genel işlem koşulları içeren bir sözleşme olduğunu, sözleşmenin 38.maddesine göre sözde fesih bildiriminde bulunmuşsa da bu feshin geçersiz olduğunu, anılan davalının sözleşmedeki haklarını kötüye kullandığı gibi, müvekkilinde sözleşmenin devam edeceğine dair haklı güven uyandırdıktan sonra diğer davalılarla birlikte hareket ederek sözleşmeyi fiilen feshetmesinin çelişkili davranış yasağına da aykırı olduğunu, ayrıca ...'un Türkiye pazarından çıkacağını bildirmesine rağmen çıkmayarak tüm satış ve yetkili servis işlemlerini Türkiye'de aktif olarak yürütmekte olduğunu, Tüketicinin Korunması H.Kanunun 58. maddesine göre satış sonrası hizmetlerin, Ticaret Bakanlığınca belirlenen 10 yıllık kullanım ömrü boyunca sürmesi zorunlu olduğundan davalının bu eylemleriyle müvekkilini 10 yıl boyunca sağlayacağı kazançtan mahrum bıraktığını, ancak bu davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi diğer davalı ... ile birlikte haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle haksız fesih yaptığını, feshin geçersiz olduğunu, müvekkiliyle sözleşmesi devam ederken müşterilerini yetkili servis hizmeti almaları için ... A.Ş.'ye yönlendirdiğini, müvekkilinin taraf olduğu sözleşme feshedilmeden, davalılar arasında yapılan gizli anlaşmayla haksız rekabete yol açarak dürüst ve bozulmamış rekabet ortamının oluşmasının engellendiğini, müvekkilinin tüm işlerini Whirlpol'un isteğiyle onun yetkili servis işlerine hasrettiği ve oluşan durum nedeniyle ekonomik olarak zor durumda kalan müvekkilinin araç satmak, işçi çıkarmak zorunda kaldığı ve aynı iş hacmini yakalamasının mümkün olmadığını, nakliye, kurulum ve ek garanti hizmetlerinden elde edeceği kazançtan da mahrum kaldığını, ... şirketlerinin de ... ile müvekkili arasındaki yetkili servis sözleşmesinin feshedilmesine zemin hazırlayarak, haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle sözleşmenin feshi sürecine doğrudan katıldığını, ...'in kendi yetkili servislerine Şubat 2019'da gönderdiği iletiyle "...'un satış sonrası hizmetlerinin kendileri tarafından yönetileceği konusunda anlaştıklarını" bildirdiğini, davalıların haksız rekabet eylemleri hakkında Rekabet Kurumuna şikayet ettiği ve incelemenin devam ettiğini, bu kapsamda .... A.Ş. ve ... A.Ş.'nin, müvekkili şirketin zararına birlikte sebebiyet verdiğini, TBK ve Rekabet Kanunu uyarınca tüm zararlardan müşterek ve müteselsil sorumlu olduklarını belirterek, davalıların ortak kusuruna dayanan haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucunda müvekkilinin taraf olduğu sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle doğan, davalıların ortak kusuruna dayanan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi, uğranılan ticari itibar kaybı nedeniyle 10.000,00-TL manevi zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı şirketin menkulleri, gayrimenkulleri, banka hesapları ve sair tüm alacakları üzerinde ihtiyati tedbir uygulanmasına, davalı ...'un tasfiye edilmesi halinde müvekkilinin alacağını tahsil imkanı kalmayacağı, ihya davası açılması gerekeceğinden ... Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazı yazılarak tasfiyenin yapılmamasına, başlanmışsa durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı ... A.Ş. (Eski unvan ...A.Ş. grup şirketleri) vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın kısmi dava olarak mı yoksa belirsiz alacak davası olarak mı ikame edildiğinin sorulması gerektiğini, dava dilekçesi incelendiğinde HMK’nın 119. maddesinde yer alan (d), (e), (f), (g) ve (ğ) bentlerine açıkça aykırılık olduğunu ve somutlaştırma yükü kapsamında delillerin HMK’nın 194. maddesine uygun bir surette bildirilmediğini, davacının sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından sözleşmeye uygun surette feshedildiğini, feshin karşı tarafa ulaşmakla sonuçlarını doğuran tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir hak olması nedeni ile her ne gerekçe ile olursa olsun sözleşmenin feshedildiğinin bildirilmesi üzerine sözleşmenin feshedilemeyeceğini iddia etmenin kabul edilemeyeceğini, hukuken yalnızca fesih iradesinin karşı tarafa ulaşıp ulaşmadığının ve feshin haklı ya da haksız olup olmadığının değerlendirilebileceğini, Türkiye yerel satış operasyonundan çıkma kararı alan, ürünlerin satış ve pazarlamasını yapan ...Anonim Şirketinin pazarlama ve satış faaliyetlerini tamamen durdurduğunu, davacının iddia ettiğinin aksine hiçbir faaliyette bulunulmadığını, teknik servis hizmetleri verilmesi konusunda bağımsız bir işletmesi olan davacının, müvekkili şirket ile olan ilişkisinde hiçbir zaman müvekkil şirketin münhasır bir yetkili servisi olmadığını, davacının müvekkili şirket ile ticari ilişkisi devam ettiği sürece birçok firmanın yetkili servisliğini devam ettirdiğini, aynı zamanda özel servis olarak da hizmet verdiğini, davacının fesihten sonra da Arçelik yetkili servisi olarak hizmet vermeye başladığının bilgisini edindiklerini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sözleşmenin feshine kadar bu şekilde devam ettiğini, davacının fesih tarihine kadar bu yönde hiçbir iddiasının olmadığını, davacının kötü niyetli olarak müvekkili şirketin Türkiye operasyonundan çıkması kararı ile taleplerini ilişkilendirmeye, kendi kötüniyetinden çıkar elde etmeye çalıştığını, davacının dava dilekçesinde bir yandan ihtiyacı olmadığı halde yedek parça gönderildiğini iddia ettiğini, bir yandan ise kendisine yedek parça gönderilmediğini iddia ettiğini, beyanlarının öncelikle kendi içinde çelişkili olduğunu, 200 küsur servisi bünyesinde barındıran müvekkili şirketin sistemlerinde zaman zaman sistemsel aksaklık olmasının son derece doğal olduğunu, davacıya talebi halinde yedek parça gönderilmemesinin de söz konusu olmadığını, müvekkili şirket tarafından yapılan bildirimlerde de açıkça görüleceği üzere müvekkili şirketin kendisine borcu olan servislere yedek parça göndermeme kararı almasının da tamamen ticari bir karar olduğunu, yetkili servislerin hakedişlerini vade tarihi beklemeden ilgili ay sonunda ödeyen müvekkili şirketin borç bakiyesini kapatmaksızın sürekli yedek parça siparişi veren yetkili servislere de sipariş göndermesinin ticari hayatın olağan akışında müvekkili şirketten beklenemeyecek bir durum olduğunu, uzatılmış/genişletilmiş garantinin tamamen ticari bir karar olduğunu, yetkili servislerin kazanç elde etmesi için ortaya konulan bir gelir kalemi olmadığını, bu hususta müvekkili şirketin davacı da dahil olmak üzere hiçbir yetkili servisine böyle bir taahhüdünün bulunmadığını, manevi tazminat isteminin temelinde, haksız eylem kavramının yattığını, haksız eylemin unsurlarının; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olması olduğunu, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından alınan ticari karar kapsamında ve sözleşmeye uygun olarak feshedildiği düşünüldüğünde burada müvekkili şirket’e izafe edilebilecek hiçbir hukuka aykırı fiil olmadığını, davacının zarara uğradığı iddialarının da haksız ve mesnetsiz olduğunu, sözleşmenin feshi ile davacının manevi tazminat talebine dayanak zarar iddiası arasında da hiçbir illiyet bağı bulunmadığını, davacının bir tüzelkişi olduğu da nazara alındığında davacının manevi zarara uğradığı iddiasının doğru olmadığını, dosyadaki hiçbir beyan ve delil de davacının manevi bir zarara uğramış olabileceğini dahi ortaya koymadığını, davacının mevcut ve potansiyel müşterilerine karşı itibarının sarsıldığından bahsettiğini, dosyada bu yönde hiçbir somut delil bulunmadığını, davacının manevi tazminat iddiasını desteklemek için ileri sürdüğü gerekçelerin ise araçlarını satmak, kredi kullanmak, borçlarını ödeyememesi olduğu yönünde olduğunu, davacının kredi kullanması, borçlarını ödeme biçimi tamamen kendi ticari kararı olup bu hususların müvekkili şirket ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirket ile diğer davalılar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, davacının bu yöndeki soyut, mesnetsiz ve haksız iddialarının gerçeği yansıtmadığını, HMK’ya açıkça aykırı olan işbu davanın tüm fer’ileri ile birlikte öncelikle usulden reddine, davacının açıklamış olduğu 874.248,46-TL kazanç kaybı tahsili talebi üzerinden eksik yatırılmış harcın tamamlatılmasına ve bu hususta davacı’ya kesin süre verilmesine, tümü ile haksız ve hukuka aykırı davanın tüm fer’ileri ile birlikte esastan reddine, dava harç, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkil şirketin gerek davacı ile gerekse de ... ile arasında herhangi bir sözleşmesel ilişkinin söz konusu olmadığını, huzurdaki davanın ... A.Ş. ile tamamen ayrı tüzel kişiliklere sahip olan müvekkili şirket bakımından husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince; davacı ile ... arasında akdedilmiş olan yetkili servis sözleşmesinin feshine ilişkin iddia ve taleplerin, üçüncü kişi konumundaki müvekkil şirkete yöneltilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, borç ilişkisinin kural olarak yalnızca tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurduğunu, borç ilişkisinden doğan hak ve yükümlülüklerin nisbi nitelikte olduğunu, ilişkinin tarafları haricinde bir başkasına karşı ileri sürülemeyeceğini, üçüncü kişilerin bu borç ilişkisi kapsamında herhangi bir yükümlülüğe veya hakka sahip olmadığını, üçüncü kişilerin edimin ifasını talep edemeyeceği gibi, edimin ifasının da üçüncü kişilerden talep edilemeyeceğini, huzurdaki davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, aksi kanaatte olunması halinde ise haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın müvekkili şirket yönünden esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava dilekçesinde mahrum kalmış olduğu karın (704.248,46 TL) tahsilini talep etmiş olmasına rağmen huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava değerinin düzeltilmesi ve eksik olan harcın tamamlatılması gerektiğini, istenilen tazminatın hukuki dayanağının anlaşılamadığını, davacının dilekçesinde diğer davalılar (...) ile aralarındaki sözleşmeden, sözleşmenin haksız feshinden, bu feshe bağlı olarak uğramış olduğu zararlardan bahsettiğini, ancak dava konusu taleplerinin sözleşmeye aykırılık nedeni ile mi doğduğu yoksa TTK kapsamındaki haksız rekabetten mi veya haksız fiilden mi doğduğunun dava dilekçesinde belirtilmediğini, HMK md. 119/g kapsamında davanın dayanağı olan hukuki sebeplerin açık olarak belirtilmemiş olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu delilleri somutlaştırmadığını, açık olmayan muğlak ifadeler ile belirttiğini, delillerin hangi olguya ilişkin olduğu konusunda herhangi bir beyanda bulunmadığını, bu nedenle davalı tarafın sunmuş olduğu delillere karşı savunma yapma ve aksini ispat etme haklarının kısıtlandığını, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince; davacı ile ... arasında akdedilmiş olan yetkili servis sözleşmesinin feshine ilişkin iddia ve taleplerin, üçüncü kişi konumundaki müvekkili şirkete yöneltilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle ... ile davacı arasındaki yetkili servis sözleşmesinin feshine zemin hazırladığı iddiasının, hiçbir somut delile dayanmayan hukuk dışı bir iddia niteliğinde olduğunu, müvekkili şirket ile ... arasındaki anlaşmanın rekabet ortamını bozduğu ve doğduğu iddia edilen zararlardan müvekkili şirketin müteselsil sorumlu olduğu iddiasının hukuken dayanaksız olduğunu, öncelikle HMK'ya aykırı olarak açılmış olan davanın usulden reddine, davanın usulden reddine karar verilmemesi halinde haksız ve mesnetsiz davanın esas reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, yetkili servis sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasına dayalı yoksun kalınan kar, fesih nedeniyle uğranılan zarar ile haksız rekabet oluşturduğu ileri sürülen eylemlere dayalı alacak, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davada husumetin yöneltildiği ... AŞ yargılama sırasında önce diğer davalı ... AŞ ile külliyen devir suretiyle birleşmiş, sonrasında ise ... AŞ, ... AŞ tarafından külliyen devir suretiyle devralınmış, anılan davalıların tüzel kişiliklerindeki bu değişiklikler Uyap kaydına işlenmiştir.
Dava dilekçesindeki ihtiyati tedbir talebi mahkememizin 20/05/2019 tarihli gerekçeli ara kararıyla reddedilmiş, davacı vekilinin istinaf istemi de İstanbul BAM 14.HD kararıyla kesin olarak reddedilmiş, davacı vekilinin 22/06/2021 tarihli dilekçesiyle talep ettiği ihtiyati tedbir talebi de 23/06/2021 tarihli gerekçeli ara kararla reddedilmiştir.
Ön inceleme celsesi ara kararıyla davadaki taleplerin somutlaştırılması ve açıklanması için HMK md 31-33 kapsamında davacı vekiline süre ve imkan verilmiş, davacı vekilince sunulan 22/11/2019 tarihli dilekçede davanın kısmi dava olduğu belirtilerek maddi zarar kalemleri açıklanmış, tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu esasına dayanıldığı tekrarlanmıştır.
Davacı vekilince Rekabet Kuruluna yapılan başvuruda davalılar arasındaki ticari ilişkinin 4054 sayılı Kanuna aykırılık oluşturmadığına ve soruşturma açılmasına yer olmadığına dair verilen karar davalılardan Vestel vekilince dosyaya sunulmuştur. Aynı davalı tarafından cevap dilekçesinde delil olarak dayanılan uzman görüşü de dosyaya sunulmuştur.
Dava dilekçesinde dayanılan tanık delili nedeniyle ... ATM'ye talimat yazılmak suretiyle davacının tanıklarının beyanları alınmıştır.
18/06/2021 tarihli duruşmada, bilirkişi incelemesi aşamasına geçilmesine karar verilerek, bilirkişilerden tespit istenen hususlarda detaylı ara karar oluşturulmuş, tarafların farklı şehirlerde bulunan ticari defter ve kayıtlarının talimat yazılarak bilirkişi kurulunca incelenmesine, talimat cevapları geldikten sonra mahkememizce birleştirici bilirkişi kurulu raporu alınmasına karar verilmiştir.
Yargılama sırasında davacı vekilince sunulan 12/10/2021 tarihli dilekçe ile, davalılardan ... şirketleri ile Avukatlık K.md 35/A kapsamında uzlaşma tutanağı düzenlenerek müvekkiline ödeme yapıldığı, bu nedenle tüm davalılar yönünden davadan feragat ettiklerini, ekli Protokol uyarınca ...'un yargılama gideri-vekalet ücreti talebi bulunmadığını belirterek, feragat doğrultusunda karar verilmesi talep edilmiş, incelenen vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunduğu görülmüştür.
Davacının feragat beyanı sonrası davalılardan ... AŞ vekili sunduğu 18/10/2021 tarihli beyan dilekçesinde davacıdan yargılama gideri-vekalet ücreti olmadığını beyan etmiş, arabuluculuk ücretiyle ilgili bir beyanda bulunmamıştır.
Bu dilekçe sonrası davalılardan ...AŞ grup şirketleri vekilince dosyaya sunulan 27/10/2021 tarihli dilekçe ile, davacıyla sulh görüşmesi bulunmadığı, diğer davalıyla yapılan sulhte taraf olmadıkları belirtilerek, feragat nedeniyle davacıdan maddi tazminat için ayrı, manevi tazminat için ayrı olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunduğu beyan edilmiştir.
Davacı vekilinin bu beyan dilekçesi, davalı ... şirketleri vekilinin dilekçesi, mahkememizce oluşturulan 27/10/2021 tarihli ara kararla dosya duruşma sırasından çekilmek suretiyle, dilekçeler ara karar ekinde davacı vekiline ve davalılar vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilerek, dava şartı arabuluculuk ücretinin hangi tarafça ödeneceği hususunda anlaşma olup olmadığını açıklamak, ayrıca davalı ... vekilince sunulan beyan dilekçesiyle ilgili beyanda bulunmak üzere HMK m.31 kapsamında taraf vekillerine işbu ara kararın tebliğinden itibaren iki hafta kesin süre verilmesine, kesin sürede açıklama yapılmaz ve beyanda bulunulmazsa, Hazineden ödenen arabuluculuk ücretinin, davalı Vestel vekili lehine hükmolunacak yargılama gideri ve vekalet ücretinin HMK m.312 gereği davadan feragat eden davacıya yüklenmesine karar verileceği taraf vekillerine ihtar edilmiştir.
Ara kararın tebliği üzerine davalılar tarafından herhangi bir beyanda bulunulmamış olup, davacı vekilince sunulan 11/11/2021 tarihli dilekçede ise arabuluculuk ücretinin davalılardan ... ( ....AŞ) ile olan anlaşma gereği bu iki tarafça yarı yarıya ödeneceğine dair anlaşıldığı beyan edilmiş, davalılardan ... grup şirketleri lehine (red sebebi aynı olduğundan) tek bir vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği beyan edilmiştir. Davalı ...AŞ vekilince ise davacının arabuluculuk ücreti hakkındaki beyanının doğru olmadığına dair dosyaya bir beyanda bulunulmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun feragate ilişkin 307 ve devamındaki maddelerine göre feragat, davacının, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmaksızın talep sonucundan kayıtsız-şartsız vazgeçmesidir. Hükmün kesinleşmesine kadar yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeye göre davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikteki davalardan olduğu, davacı vekilinin talep sonucundan kayıtsız, şartsız ve tamamen vazgeçtiği, incelenen vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu dikkate alınarak, basit yargılama usulüne tabi olan davada kesin hüküm oluşturan feragat nedeniyle dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebileceği anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde davanın feragat nedeniyle reddine, talep gibi, davacı ve davalı ...A.Ş.(Eski unvan ......A.Ş.) açısından taraflar lehine-aleyhine yargılama gideri-vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Hazineden ödenmiş olan dava şartı arabuluculuk ücretinin davacı ile anılan davalıdan yarı yarıya tahsiline, davalı Vestel grup şirketleri lehine ise (sulh-uzlaşma porotokolünde taraf olmadıkları görüldüğünden) HMK md.312 uyarınca (red sebebi ortak olduğundan, AAÜT md. 10/4 uyarınca maddi tazminat davası için ayrı manevi tazminat davası için ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinden) maddi tazminat davası için tek maktu vekalet ücreti, manevi tazminat davası için tek maktu vekalet ücreti takdirine, anılan davalıların yaptığı yargılama giderlerinin ve vekalet ücretlerinin davadan feragat eden davacıya yüklenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın; tüm davalılar yönünden HMK'nın 307.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 341,55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 282,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ... A.Ş'nin vekalet ücreti talebi olmadığından lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı ... A.Ş tarafından yapılan yargılama gideri olan 76,75-TL'nin davacıdan alınarak davalı Vestel Ticaret A.Ş'ye verilmesine,
6-Davalılardan ... A.Ş ve... A.Ş yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 ve 13/1-4. maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tek olarak alınarak bu davalılara tek olarak verilmesine,
7-Davalılardan .. A.Ş ve ... A.Ş yargılama sırasında kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2 ve m.10/3-4. maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tek olarak alınarak bu davalılara tek olarak verilmesine,
8-Dava şartı arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin 660,00-TL'sinin davacıdan, 660,00-TL'sinin davalılardan ... A.Ş.'den 6183 sayılı Kanuna göre tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştikten sonra ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya bulundukları yerdeki başka bir mahkeme aracılığıyla mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK. 341.maddesi uyarınca İstanbul BAM. nezdinde İSTİNAF yoluna başvurma hakları bulunduğu hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.30/11/2021


Katip



Hakim





Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi