21. Hukuk Dairesi 2016/17717 E. , 2017/8490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; dava konusu ödeme emrinin en eski tarihli borç dönemi 2012/12. ay; en yeni tarihli borç döneminin 2013/4. ay dönemine ilişkin prim borçlarından dolayı davacı adına düzenlenmiş olup borcun davacıdan tahsili için davalı Kurum tarafından takibe geçildiği, ödeme emrinin davacıya 27.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yasal süresinde açıldığı, davacının dava dışı anonim şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu, 05.04.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında hissesini ..... Yalım"a devrettiği ve 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyeliğine..... Yalım"ın seçildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı ise 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.
5510 sayılı Kanun"un yürürlük süresiyle ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun"un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır. Diğer bir deyişle, Kurumun 01/07/2008 tarihinden sonraki sigorta primleri ve diğer alacakları ile ilgili olarak şirketlerin borçlarından müşetereken ve müteselsilen sorumlu olmak için şirketin Yönetim Kurulu üyesi olmak yeterlidir.
Öte yandan; 506 sayılı Kanun"un 80/1. maddesinde "İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur." hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi "takip eden ayın sonuna kadar" olarak belirlemiştir. Tebliğ"de "Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.
Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir." hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre; davacının dava dışı borçlu Y....in hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduğu, 05.04.2013 tarihinde hissesini devrettiği, yönetim kurulu üyeliğine .....Yalım"ın seçildiği, davacının tekrar yönetim kurulu üyeliğine seçilmediği için 05.04.2013 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı anlaşıldığından, yukarıda anlatılanlar ışığında, davacının 2012/12, 2013/1 ve 2013/2 dönem borçlarından sorumlu olacağı, yönetim kurulu üyeliğinden sonraki dönem borçları yönünden ise sorumlu olmadığına karar verilmesi gerektiği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.