4. Hukuk Dairesi 2015/13724 E. , 2017/6071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 03/04/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının 22/04/2012 tarihinde Kemer Orman İşletme Müdürlüğüne kaçak olarak ağaç kesildiği yönünde ihbarda bulunduğunu, ihbar üzerine hakkında soruşturma başlatıldığını ve ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinde yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçundan kamu davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini, davalı ile arasında husumet bulunduğunu, davalının asılsız iftiraları nedeniyle şeref, onur ve saygınlığının zedelendiğini belirterek manevi zararının tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalının, davaya konu ağaçları bizzat davacının kestiğini gördüğünü iddia etmiş ise de ağaçların iddia edilen tarihten 8-10 ay ile 4-5 yıl önce kesildiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, kesik ağaç emvallerinin bulunmadığı, ihbarın iddia edilen olay tarihinden yaklaşık 1-2 ay sonra yapılmış olması ve taraflar arasında önceye dayalı husumetin bulunması dikkate alındığında, davalının iftira suçunu işlediği kanaatine varıldığı, bu itibarla haksız fiilin unsurları oluştuğundan davacının manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa"nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma
ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Dava dosyasının incelenmesinde; davalı ... tarafından Kemer Orman İşletme Müdürlüğüne yapılan ihbar sonucunda davacı hakkında iddianame düzenlenerek ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/543 esas sayısıyla yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçundan kamu davasının açıldığı ve yapılan yargılama sonucunda "sanığın üzerine atılı fiili işlediği hususunda yeterli delil olmadığı ve yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı" nedeniyle sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Şu durumda, davalı ... tarafından, davacının kaçak olarak ağaç kestiği yönündeki ihbarı üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda kamu davası açılmasında yeterli delil ve emare görülerek yapacak nitelikte emval veren ağaç kesme suçu nedeniyle davacı hakkında kamu davası açıldığı nazara alındığında, davalı ..."ın şikayetçi olmasında somut birtakım emarelerin bulunduğu anlaşılmakla, şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı kabul edilerek adı geçen davalı hakkındaki haksız şikayet nedeniyle açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 18/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.