Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1608
Karar No: 2019/1929
Karar Tarihi: 21.03.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1608 Esas 2019/1929 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/1608 E.  ,  2019/1929 K.

    "İçtihat Metni"

    19. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasındaki alacak davası hakkında ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 08.02.2017 gün, 2016/177 E.-2017/129 K. sayılı hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabul, kısmen reddine yönelik kararın davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekilleri Av. ... ve Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalı şirketin davacı şirket ile irtibata geçerek davalı şirket ürünlerinin Türkiye pazarlarında dağıtımı hususunda görüştüğünü, netice olarak davacının 2007 yılından beri davalı şirketin münhasır distribütörü olarak ürünlerinin ithalatını gerçekleştirdiğini ve davalı şirketin ürünlerinin tercih edilen ürünler arasına getirdiğini ve daha iyi verim alınması için davalı şirketin talebiyle kendi ticari unvanını dahi değiştirdiğini, ancak davalının 25/03/2015 tarihli fesih ihtarnamesi ile taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisini 01/10/2015 tarihi itibariyle sonlandırdığını bildirmesi üzerine davacının cevabi ihtarname ile sözleşmenin feshi nedeniyle 7.727.318,17 TL denkleştirme tazminatı ödenmesi ile davacının elinde kalan 1.794.971,28 TL bedelinde 39.390 adet ürünlerin teslim alınması, davacı tarafça verilen ve davalı tarafından onaylanan siparişlere konu malın teslim edilmemesi nedeniyle doğan 219.649,82 Euro zararlarının tazmin edilmesinin ve davacıya ayıplı ürünlerin tamir onarım vs. karşılığında ödenmesi gereken 58.196,57 Euro alacağın ödenmesinin istendiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, davalının taraflar arasındaki münhasır distribütörlük ilişkisini haklı sebep olmaksızın sonlandırdığını, davalının fesihten sonra da davacı tarafından oluşturulan müşteri kitlesine satış yaparak kazanç elde etmeye devam edeceğini, buna karşılık davacının tek satıcılık ilişkisinden elde ettiği gelirden mahrum kalacağını, bu nedenle davacının TTK’nın 122. maddesine göre denkleştirme tazminatına hak kazandığını, fesihten sonra davacının stoklarında kalan ürünlerin davalı tarafından geri alınması gerektiğini, davacı tarafça verilen ve davalı tarafından onaylanan siparişlere konu malın teslim edilmemesi nedeniyle oluşan zararların da tazmin edilmesi gerektiğini, ayıplı ürünler karşılığında davacı tarafa ödenen ücretin 2015 yılı için ödenmediğini, uyuşmazlıkta ... Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu ve uyuşmazlığa Türk Hukuku’nun uygulanması gerektiğini iddia ederek davacının hak kazandığı 7.727.318,17 TL denkleştirme tazminatının, sözleşme ilişkisinden kaynaklanan 58.196,57 Avro tutarında alacağın, sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle davacının uğradığı 219.649,82 Avro tutarındaki zarar ile stoklarda kalan malın davalı tarafından geri alınarak satım bedellerinin davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de tüm alacakları için 11/01/2016 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını istemiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisine uygulanacak hukukun ...n Hukuku olduğunu, mahkemenin milletlerarası yetkisinin bulunmadığını, taraflarca ... ... Mahkemeleri’nin yetkili kılındığını, feshin usulüne uygun ve haklı bulunduğunu, müşteri portföyünün oluşmasında davalının da çok büyük katkılarının bulunduğunu, talep edilen denkleştirme tazminatının fahiş olduğunu, stoklardaki malın geri alınmasının beklenemeyeceğini, aksi halde her halükarda geri alım maliyeti bedeli üzerinden hesap edilmesi gerektiğini, ayıplı ürünlere ilişkin iddianın gerçeği yansıtmadığını, son siparişlere ilişkin zarar iddiasının da kabulünün mümkün bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, taraflar arasında ilk olarak 19/06/2008 tarihli distribitörlük sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 09/06/2009 tarihinde feshedildiği, 2009 ve 2011 yıllarında üç ayrı sözleşme ile hukuki ilişkinin devam ettirildiği, 2012 ve 2013 yıllarında da taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeler imzalandığı, son olarak tarafların 19/12/2014 tarihinde sözleşme düzenledikleri, 12/06/2015 tarihinde bu sözleşmeyi tadil eden bir sözleşme daha düzenledikleri, taraflar arasındaki tüm sözleşmeler ve tadil sözleşmeleri incelendiğinde çıkacak uyuşmazlıklar için .../... Mahkemeleri’nin yetkili kılındığı, Türk Mahkemeleri’nin milletlerarası yetkisinin 5718 sayılı MÖHUK"un 40 vd. maddelerinde düzenlendiği, eldeki uyuşmazlık bağlamında anılan Kanun’un 47. maddesi hükmünün dikkate alınması gerektiği, hükümde, "(1)Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür. (2) 44, 45 ve 46. maddelerde belirlenen mahkemelerin yetkisi tarafların anlaşmasıyla bertaraf edilemez." Denildiği, bu hükümden anlaşılacağı üzere tarafların yazılı bir şekilde aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaştıkları ve bu anlaşmanın geçerli olduğu, yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz saydığının iddia ve ispat edilemediği, uyuşmazlığın çözümü hususunda davanın .../... Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği yönündeki davalı itirazının yerinde bulunduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-a maddesi uyarınca davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasındaki ilişkinin bütünüyle yazılı bir sözleşmeye bağlanmadığı, yıl sonu itibariyle geçmiş yılda ödenecek kalemler hakkındaki sözleşmelerin bir distribütörlük sözleşmesi olarak kabulünün mümkün olmadığı, distribütörlük ilişkisinin sonuçlanmasından sonra sözleşmenin feshi halinde istenebilecek TTK’nın 122 maddesinde düzenlenmiş portföy tazminatına ilişkin talep konusunda MÖHUK’un 47. maddesindeki şekilde yabancı mahkemenin yetkili olduğuna dair yazılı bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı, siparişlerin teslim edilmemesi nedeniyle oluşan zarar konusunda da yazılı bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı, ancak davacının üçüncü kalem isteği olan ayıplı çerçeve tazminatının taraflar arasında imzalanan yıllık sözleşmeler kapsamında kaldığı, bu kalem bakımından tarafların .../... Mahkemeleri’nin yetkili bulunduğunu kararlaştırmalarının geçerli olduğu, bu sebeple bu talep bakımından verilen usulden red kararının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 08/02/2017 gün, 2016/177 E.-2017/129 K. sayılı hükmünün HMK’nın 353-a-4-6 maddesi gereği portföy tazminatı (7.727.318,17 TL) ve siparişlerin teslim edilmemesi nedeniyle (219.649,82 Euro) zarar talepleri bakımından kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine, ayıplı çerçeve tazminatı (58.196,57 Euro) istemi bakımından istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    (1) ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen, “Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 08/02/2017 Tarih, 2016/177 Esas-2017/129 Karar sayılı hükmünün HMK 353-a-4-6 gereği portföy tazminatı (7.727.318,17 TL) ve siparişlerin teslim edilmemesi nedeniyle (219.649,82 Euro) zarar talepleri bakımından hükmün kaldırılmasına, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine,” yönelik karar, kesin nitelikte bir karar olduğundan davalı vekilinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin portföy tazminatı ve siparişlerin teslim edilmemesi nedeniyle zarar talepleri konusunda verdiği kaldırma kararına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    (2) Davalı vekilinin stokların iadesi talebi konusundaki temyiz itirazına gelince; davacı dava dilekçesinde miktar belirterek üç kalem için dava açmış olup, dördüncü kalem olan stokların iadesi için herhangi bir parasal talepte bulunmamış ve harç da yatırmamıştır. Bu sebeple istinaf mahkemesinin bu talep hakkında bir karar vermemesinde isabetsizlik olmadığı gibi, davalının da olmayan bir dava hakkında temyiz talebi olamayacağından, davalı vekilinin istinaf mahkemesince stokların iadesi talebi hususunda bir karar verilmediği yönündeki temyiz talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) ve (2) nolu bendler uyarınca davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdiren 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dosyanın ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, karardan bir örneğin bilgi için ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi