11. Ceza Dairesi 2017/3545 E. , 2018/5585 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
...’nın 31.12.2010 tarihli mütalaasında, vergi suçu raporuna atıfta bulunularak 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sanığın sahte fatura kullanmak ve düzenlemek suçlarını işlediği belirtilmesine rağmen, yalnızca sahte fatura kullanmak suçlarından kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında “sahte fatura düzenleme” suçuna ilişkin olarak ayrıca işlem yapılması mümkün görülmüştür.
I-Zonguldak Cumhuriyet Başsavcılığının 17/01/2011 tarihli iddianamesinde her ne kadar sevk maddesi olarak VUK"nın 359/2-a maddesi gösterilmiş ise de, iddianame anlatımına göre vergi suçu ve vergi tekniği raporları ile mütalaya uygun olarak sanık hakkında "2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak" suçunu işleği iddiasıyla açılan kamu davasında; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/b-1. maddesinde düzenlenen sahte belge kullanmak suçu ile 359/a-2. maddesinde düzenlenen "muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma" suçunun birbirinden farklı ve bağımsız suçlar olduğu; sanık hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/b-1. maddesinde düzenlenen sahte belge kullanmak suçundan hüküm kurmak yerine, sanığa isnat edilen suçun muhteviyatı itibariyle sahte fatura kullanmak suçuna dönüşmeyeceği ve suçların birbirinden farklı olduğu gözetilmeksizin, hakkında mütalaa da olmayan muhteviyatı itibariyle sahte ve yanıltıcı belge kullanmak suçundan mahkumiyet hükmü verilmesi suretiyle iddianame dışına çıkılarak ve gerekçe ile hükümde çelişkili açıklamalarla hüküm kurulmak suretiyle hükmün karıştırılması;
II-Sanığın 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın sahte fatura alıp kullanmadığı, kullanmış olduğu faturaları yapmış olduğu ticaret dolayısıyla sattığı mallar karşılığı almış olduğu faturalar olduğunu, sahteliğin olmadığını savunması karşısında; suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1-Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması karşısında; sanığın 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında kullandığı iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ilişkin olarak kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilip incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
2-Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a)Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
b)Faturaları düzenleyen şirketlerin yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması,
c)Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa)Faturayı düzenleyen şirketlere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,
bb)Daha sonra, faturaları düzenleyen şirketler ile kullanan şirketin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 19.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.