4. Ceza Dairesi 2016/6026 E. , 2020/7098 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yaralama, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanığın tehdit suçu ile TCK"nın 86/3-a maddesinde düzenlenen yaralama suçunu birlikte işlemediği belirlenerek yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Sanığın suçları kabul etmemesi karşısında, 27.09.2013 tarihinde mağduru adliye koridorunda tehdit ettiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilmeden, 12.08.2013 tarihinde söylediği iddia edilen ""bunu senin yanına bırakmayacağım, benden kolay kolay kurtulamayacaksın, sana gününü göstereceğim"" şeklindeki sözlerinin ise TCK"nın 106/1-2. madde ve cümlesinde düzenlenen takibi şikayete bağlı olan sair tehdit suçunu oluşturduğu ve mağdurun şikayetinden vazgeçtiği anlaşıldığından sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre sanığın hukuki durumu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle yazılı biçimde hüküm kurulması,
2- Kabule göre ise;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanığa isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-Yaralama ve tehdit suçlarında sanığa sonuç olarak hapis cezaları verilmesine rağmen, erteleme hükümleri tartışılırken adli para cezaları verildiğinden söz edilerek hüküm fıkrasında çelişkiye yol açılması,
4-Sanığın savunmasında, mağdurun çocukları kendisine göstermediğini belirtmesi karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sonucuna göre TCK"nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
5-Tehdit suçu yönünden, mağdurun beyanında, sanığın tehdit suçunu işlediğinden bahisle suç tarihinden bir hafta önce kolluğa müracaat ettiğini belirtmesi karşısında, ilgili dosyaların akibeti araştırılarak, aşamasına göre bu dava ile birleştirilmesi, tüm kanıtlar birlikte değerlendirilerek TCK"nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
6-Sanığın lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesine rağmen, tehdit suçunda sanığa verilen kısa süreli hapis cezasının TCK"nın 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğinin tartışılmaması,
7-TCK"nın 53/l-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler ve anılan Kanun"un 53/1. maddesinde sayılan diğer hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
8-Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/ 85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının yeniden gözetilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.