Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/24839
Karar No: 2017/12344
Karar Tarihi: 12.12.2017

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/24839 Esas 2017/12344 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/24839 E.  ,  2017/12344 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, 25.11.2011 tarihinde konuşamama, titreme şikayetleri ve yarı bilinç kaybı haliyle davalı özel hastanenin acil servisine başvurduğunu, hastanede beyin tomografisi çekildiği halde tanı konulamadığını ve ertesi gün, nörolojik bir bulgu tespit edilemediği belirtilip taburcu edildiğini, taburcu edildikten sonra aynı gün ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine başvurduğunu ve kan pıhtısının beyin damarlarını tıkadığı ve beyin felci geçirmek üzere olduğunun anlaşıldığını ve bu hastanede tedavisinin başlanıp tamamlandığını ileri sürerek, davalı özel hastanenin özen yükümlülüğüne aykırı davranışları ve ihmali nedeniyle uğramış olduğu manevi zararlarına karşılık 20.000,00 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı hastane kendilerine yüklenecek herhangi bir sorumluluk bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davalı hastanenin özen yükümlülüğüne aykırı davranması iddiası nedeniyle istenilen manevi tazminata ilişkindir. Davanın temeli vekillik sözleşmesi olup, özen borcuna aykırılığa dayandırılmıştır.(BK 386-390)(TBK 502.506) Vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı iş ve işlemlerin, davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. Mesleki iş gören vekil özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur (BK 321/1 md)(TBK 400). O nedenle doktor ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafifte olsa sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastanın zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumunun gerektirdiği önlemleri eksiksiz bir şekilde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa bir tereddüt doğuran durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmaları yapmak ve bu arada da koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında bir seçim yapılırken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmak, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve en emin yol seçilmek gerekir. Gerçekten de müvekkil (hasta) mesleki bir iş gören vekilden, tedavinin bütün aşamalarında titiz bir ihtimam ve dikkat beklemek hakkına sahiptir. Gereken özen görevini göstermeyen vekil, BK 394/1(TBK 510) maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır. Aynı hususlar adam çalıştıran sıfatı ile doktorun görev yaptığı sağlık kuruluşları için de geçerlidir.
    Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya bakılacak olursa; Yargılama aşamasında alınan Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu raporunun sonuç kısmında, “...dilde peltekleşme, sağ kol ve bacakta güçsüzlük şikayetleriyle başvurduğu Özel ... Hastanesinde Nöroloji uzmanı Dr. ... tarafından muayene edilen hastada serebro-vasküler hastalık düşünülerek ... MR yapıldığının anlaşılığı,...- hastalıkta olayın ilk 2-3 saatinde ... MR da lezyon görülemeyebileceği; bu süreçte hastanın takip edilmemesinin ve diffüzyon MR istenmemesinin bir eksiklik olduğu” mütalaa olunurken, alınan Adli Tıp Genel Kurul Raporunun sonuç kısmında, “Dosya kapsamında kişiye ait ilk klinik şikâyetlerin ortaya çıktığı zamanda çekilmiş diffüzyon MR görüntüleri ile bu görüntülemeye ait raporun da bulunduğunun tespit edildiği, söz konusu görüntüleme raporunun normal olarak bildirilmesi sebebi ile psikiyatri konsültasyonu istendiğinin anlaşıldığı, dolayısı ile daha önce düzenlenmiş Kurul mütalaasına dayanak teşkil eden unsurların yerine getirilmiş olduğu saptandığından dava konusu olayda aynı hal ve şartlarda bir nöroloji uzmanından beklenen özenin gösterilmiş olduğu ilgili hekime atfı kabil kusur ya da ihmal tespit edilmediği” kanaati bildirilmiştir. Davacı, Adli Tıp Genel Kurul raporuna karşı itiraz dilekçesinde raporlar arası çelişkinin giderilmesini talep etmiştir. O halde, Mahkemece; üniversiteden, itirazları karşılayan, konusunda uzman, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, davalının gerekli özen ve dikkati gösterip göstermediği, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği tıbbın gerek ve kurallarına göre olayda davalının sorumluluğunu gerektirecek ihmal ve hata bulunup bulunmadığı, yapılması lüzumlu ileri tetkik ve tahliller için davacı hastanın başka bir birime yönlendirilmesi gerekip gerekmediği hususlarını gösteren, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, değinilen bu yön gözardı edilerek, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi