17. Ceza Dairesi 2019/10260 E. , 2019/14859 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanıklar hakkında verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ..."in yokluğunda verilen hükmün sanık tarafından bildirilen adrese tebliğe çıkarılarak, konutta bulunmaması nedeniyle 28/09/2015 tarihinde muhtara tebliğ edildiği, ancak 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 20. ve Tebligat Kanun"un Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 29. maddesi gereğince muhatabın adreste bulunmama sebebi, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği tevsik edilmediği ve bu nedenle tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği"nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine aykırı olarak yapıldığından usulsüz olduğu, sanığın hükmü öğrenmekle 06.10.2015 tarihli temyiz talebinin süresinde ve geçerli olduğu kabul edilerek ve yine tebliğ tarihinde ceza infaz kurumunda bulunan sanık ..."ye yapılan 29/05/2015 tarihli tebligatın CMK"nun 35/3. maddesine aykırı olduğu ve bu sanığın da 15/09/2015 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
1)Sanık ... hakkında katılanlar ... ve ...’a yönelik hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından ve katılan ... ...’a yönelik mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Sanığın atılı hırsızlık suçlarını kabul etmemesi ve suç saatine ilişkin başkaca bir delilin dosya arasında mevcut olmaması karşısında hırsızlık eylemlerinin gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerekirken suçların gece vakti işlendiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’nun 143. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
./..
2)Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3)5271 sayılı CMK"nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir suça sürüklenen çocuğun sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin sanıklardan eşit olarak tahsiline hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerde 5237 sayılı TCK’nun 143. maddesine ilişkin kısım çıkartılmak suretiyle netice cezaların “2 yıl hapis cezası” olarak belirlenmesi, yine hükümler fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin "Eşit şekilde alınarak"" cümlesinin çıkarılarak yerine, ""Sanıkların sebebiyet verdikleri yargılama giderleri oranında ayrı ayrı sorumlu tutulmalarına"" cümlesinin eklenmesi ve yine hüküm fıkrasına "TCK"nun 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2)Sanık ... hakkında katılanlar Muharrem ..., ... ve ...’e yönelik işlenen iş yeri dokunulmazlığının ihlali, katılan ... ...’a yönelik hırsızlık, sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılanlar Muharrem ..., ... ve ...’e yönelik hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin yapılan temyiz incelemesinde:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların sanık ... tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1)Dosya içerisinde mevcut kamera kayıtlarında sanıkların katılan ... ...’a ait iş yerine saat 05.13’te girdikleri, suç tarihinde güneşin doğuş saatinin 05.50 olduğu, buna göre gece vaktinin 04.50’de sona ermesi sebebiyle suçların gündüz vakti işlendiği, diğer eylemlerde ise sanıkların suçu kabul etmemeleri ve suç saatine ilişkin başkaca bir delilin dosya arasında mevcut olmaması karşısında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali eylemlerinin gündüz vakti işlendiğinin kabulü gerekirken suçların gece vakti işlendiğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde tartışılmadan yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’nun 143. ve 116/4. maddeleri uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
2)Sanıklar ... ve ...’in üzerlerine atılı üç ayrı katılana yönelik suçları ve kolluk tarafından düzenlenen HTS inceleme raporlarını da aynı şekilde kabul etmedikleri, dosyada mevcut isimsiz ihbarlar haricinde de, sanıkların atılı suçlardan mahkumiyetlerine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, öncelikle kolluk tarafından düzenlenen HTS inceleme tutanaklarında sanıkların suç tarihinde kullandıkları iddia olunan cep telefonu numaraları tespit edilerek, söz konusu cep telefonu numaralarını kullanıp kullanmadıkları hususunun gerekirse sanıklardan sorulması suretiyle belirlenmesi, sanıkların bu numaraları kullandıklarının tespit edilmesi halinde veya farklı bir numara belirtmeleri halinde söz konusu cep telefonlarına ilişkin HTS kayıtları ve baz istasyonu
./..
sinyal bilgileri Yargıtay denetimine elverişi olarak dosya içerisine alınarak, sanıkların cep telefonlarının suç tarihinde olay yeri yakınında sinyal verip vermediklerinin belirlenmesi ve yine sanıkların birbirlerini tanımadıklarına ilişkin savunmaları karşısında suç tarihinde ve buna yakın tarihlerde birbirleriyle görüşüp görüşmediklerinin belirlenmesi sonrasında sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3)İş yeri dokunulmazlığının ihlali eylemlerinin birden fazla kişi ile birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında; sanıkların cezalarında TCK’nun 119/1-c maddesi uyarınca arttırım yapılmaması suretiyle eksik ceza tayini,
4)5271 sayılı CMK"nun 324. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında yargılama giderlerinin neleri kapsayacağının, kimin tarafından belirleneceğinin, kime ve nasıl yükletileceğinin düzenlendiği, buna göre iştirak halinde her bir suça sürüklenen çocuğun sebebiyet verdiği yargılama giderlerinin ayrı ayrı, ortak yargılama giderlerinden ise paylarına düşen oranın belirlenerek karar verilmesi gerekirken yargılama giderlerinin sanıklardan eşit olarak tahsiline hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
5)Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6)Katılan ... ...’ın iş yerinden 160 bin TL civarı para çalınması karşısında hırsızlık suçuna konu eşyanın önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak TCK"nun 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
7)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/04/2018 tarih, 2014/851 Esas ve 2018/144 Karar sayılı kararı uyarınca aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 15/11/2018 tarih 2018/339 Esas ve 2018/536 Karar sayılı kararı uyarınca farklı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan, asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu şeklindeki kararları uyarınca başka suçtan ...T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olan ve duruşmalardan vareste tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanık ...’nin, kısa kararın okunduğu oturuma getirtilmeyerek savunma hakkının kısıtlanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 196. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ..., ... ve müdafiinin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... yönünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış haklarının GÖZETİLMESİNE, 27/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.