5. Ceza Dairesi 2012/15208 E. , 2014/2166 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 5 - 2012/279143
MAHKEMESİ : Kırklareli Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2012
NUMARASI : 2010/401 Esas, 2012/100 Karar
SUÇ : Zimmet, görevi kötüye kullanma
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette zimmet suçundan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün 20/09/2012 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca Hazinenin sadece bu suçtan katılma talebinin kabulüne, zimmet suçundan verilen beraet hükmüne yönelik katılan Ali vekili ve Hazine vekilinin, görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik olarak ise sanık müdafii ile katılan Ali vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı inceleme yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Zimmet suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Suç tarihinde Karıncak Köyü muhtarı ve Çiftçi Malları Koruma Kurulu Başkanı olan sanığın, 2007-2008-2009 yıllarında çiftçilerden tahsil ettiği 27.686 TL tutarındaki koruma paralarını bankaya yatırmaksızın bütçe defterinde muhasebeleştirdiği, hakkında 19/12/2009 tarihinde yapılan şikayetten sonra ise 03/03/2010 tarihinde bankaya yatırdığı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda 31/03/2010 tarihi esas alınarak Koruma Kurulunun toplam parasının 6.637 TL, bankadaki mevcudun ise 6.108 TL olduğu, dolayısıyla sanığın üzerinde 529 TL para bulunduğu, bununla birlikte sanığın bu tarih itibariyle ödemesini yapıp belgesini henüz almadığı gider varsa zimmetten söz edilemeyeceğinin belirtildiği, sanığın aşamalardaki savunmalarında, düzenli tahsilat yapılamadığı için içme suyu ve elektrik borçlarını ödeyemediğini, bu yüzden toplanan koruma paralarından ödeme yaptığını, ayrıca kanalizasyon çalışmaları için köylüden para alamayınca da yine bu paraları kullandığını ifade ettiği, dinlenen tanıkların ise sanık tarafından kanalizasyon yapımı için hane başına istenen 350 TL"yi ortada somut bir iş olmadığı ve kanalizasyon bağlanmadığı için ödemediklerini belirtmeleri karşısında, öncelikle Koruma Kuruluna ait tüm defter ve belgelerin, tahsilatlara ilişkin makbuzların getirtilmesi, iddia konusu dönem içindeki elektrik ve su borcu tutarları ile bunlara karşılık yapılan ödemelerin saptanması, kanalizasyon çalışması yapılmışsa buna ilişkin harcama belgelerinin temini, gerekli görüldüğü takdirde mahallinde keşif yapılmasından sonra tüm belgelerin dava dosyası ile birlikte Sayıştay emekli uzman denetçilerinden oluşan bilirkişiler kuruluna tevdii edilerek teknik bilirkişilerce verilen rapordaki tespitler de dikkate alınarak suç duyurusu tarihi olan 19/12/2009 itibariyle tüm gelir ve giderlerin ne kadar olduğunun belirlenip karşılaştırılması ile sanığın uhdesinde para bulunup bulunmadığı, varsa miktarı ve ödeme tutarları da belirlendikten sonra sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde beraet kararı verilmesi,
Görevi kötüye kullanma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Mahkemece, hakkında adli para cezasına hükmedilen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/5. maddesinin 2. cümlesi uyarınca aynı Kanunun 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin yasaklanmasına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak,
Sanığın farklı nitelikteki görevi kötüye kullanma eylemlerini değişik tarihlerde zincirleme şekilde gerçekleştirmesine rağmen, hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanmaması,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 27/12/2011 tarih ve 2011/3-267 Esas, 2011/297 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere sanık hakkında hükmedilen sonuç cezanın adli para cezası olması nedeniyle TCK"nın 58. maddesindeki tekerrür hükümlerinin uygulanmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii, katılan Ali vekili ile katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.