Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/11955 Esas 2021/2506 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/11955
Karar No: 2021/2506
Karar Tarihi: 08.03.2021

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/11955 Esas 2021/2506 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Şüpheli, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan bir soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz edilerek Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur. Şüphelinin daha önce çalıştığı iş yerinde kendisine teslim edilen 4 adet eklem içi enjeksiyon ürününü iade etmediğine dair müşteki vekilinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, iddia edilen malların şüpheliye teslim edildiğine dair herhangi bir delil ileri sürülmediğinden, soruşturmanın genişletilmesi gerektiği ve uygun delillerin toplanarak şüphelinin hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. CMK'nın 160. maddesi ile savcının soruşturma yapmakla yükümlü olduğu vurgulanmıştır. Kararda, kanun yararına bozmaya dayalı olarak yapılan talebin yerinde olduğu kabul edilerek, soruşturmanın seyri açısından gerekli delillerin toplanması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri: CMK 160. madde, CMK 309. madde.
15. Ceza Dairesi         2020/11955 E.  ,  2021/2506 K.

    "İçtihat Metni"



    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/09/2019 tarihli ve 2019/28661 soruşturma, 2019/45311 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/01/2020 tarihli ve 2019/5355 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 13/10/2020 gün ve 94660652-105-35-10600-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/10/2020 gün ve 2020/93159 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
    Somut olayda, şüpheli hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, şüphelinin daha önce çalıştığı iş yerinde kendisine teslim edilen 4 adet eklem içi enjeksiyon ürününü iade etmediğinden bahisle müşteki vekili tarafından yapılan şikâyet üzerine başlatılan soruşturmada, iddia edilen malların şüpheliye teslim edildiğine dair kendi kayıtları dışında bir delil ileri sürülmediği ve soyut iddialar dışında delil olmadığı gerekçesi ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/09/2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair verilmiş ise de, müşteki vekilinin şikâyet dilekçesinde isim ve adreslerini bildirdiği tanıkların beyanlarının tespit edilmediği, soruşturmanın seyri açısından şikâyet dilekçesinde adı geçenlerin ifadelerinin alınması gerektiği, toplanacak diğer deliller ve yapılacak etkin soruşturma sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, sadece şüphelinin beyanının alınması suretiyle yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Şüpheli hakkında güveni kötüye kullanma suçundan, şüphelinin daha önce çalıştığı iş yerinde kendisine teslim edilen 4 adet eklem içi enjeksiyon ürününü iade etmediğinden bahisle müşteki vekili tarafından yapılan şikâyet üzerine başlatılan soruşturmada, iddia edilen malların şüpheliye teslim edildiğine dair kendi kayıtları dışında bir delil ileri sürülmediği ve soyut iddialar dışında delil olmadığı gerekçesi ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 10/09/2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair verilmiş ise de, müşteki vekilinin şikâyet dilekçesinde isim ve adreslerini bildirdiği tanıkların beyanlarının tespit edilmediği, soruşturmanın seyri açısından şikâyet dilekçesinde adı geçenlerin ifadelerinin alınması gerektiği, ayrıca şüphelinin savunmasında belirttiği bu tıbbi malzemeleri konsinye ürün olarak ıhlamur eczanesine bıraktığına ve bundan yetkililerin haberdar olduğuna ilişkin savunmasının araştırılması gerektiği gözetildiğinde kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin İzmir 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 31/01/2020 tarihli ve 2019/5355 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 08/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.