1. Hukuk Dairesi 2020/2438 E. , 2021/2849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat istekli dava sonunda, yerel mahkemece davanın tazminat yönünden kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tazminat isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı ... ... ile birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakanları ...’nin 698 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 3/8 payını bankadan kredi çekmesi için davalı oğluna bedelsiz olarak temlik ettiğini, taşınmazın ifrazen 1131 ada 1, 1332 ada 1, 1333 ada 1, 1131 ada 4 parseller olduğunu, davalının taşınmazın 1000 m2’sini üzerinde bırakarak kalanını dava dışı bir kooperatife devrettiğini, kooperatiften aldığı daireleri mirasbırakana devretmeyip sahiplendiğini, bu parsel bakımından taraf muvazaası nedeni ile; yine mirasbırakanın 553 ada 8 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna temlik ettiğini, bu temlikin de mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa bedelin tazminini, bu da olmazsa tenkisini istemişlerdir.
Davalı, mirasbırakanın paylaştırma yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ispat edilemeyen asıl ve birleştirilen davaların reddine dair verilen karar Dairece, “...öncesi 698 ada 1 parsel olan ve sonradan imarla muhtelif parsellere giden taşınmaz bakımından davada dayanılan hukuki sebebe göre iddianın 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanamadığı belirlenmek ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle bu parsel bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu yöne değinen davacıların temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Çekişme konusu 553 ada 8 parselin tam mülkiyet olarak muris ...’ye ait iken ½ payını üzerinde bırakarak diğer ½ payını davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği kayden sabittir. Daha sonra anılan bu taşınmazın üzerindeki bina sebebiyle kat mülkiyeti kurulduğu ve dava dışı ... ve Sabite satış suretiyle intikal ettirildiği görülmektedir. Davada her ne kadar tapu iptal tescil istenilmişse de kayıt malikleri olan ... ve Sabit aleyhine açılan bir tapu iptal ve tescil davası bulunmamaktadır. Buna göre, iptal ve tescil isteğinin ret edilmiş olması da doğrudur. Ne var ki, iptal tescil isteği yanında tazminat isteği de bulunmaktadır. O halde, bu istek bakımından gerekli irdeleme ve değerlendirmenin yapılması gerekeceğinde kuşku yoktur. Hal böyle olunca, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar
araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Somut olaya gelince, yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde mahkemece araştırma, yapılan inceleme ve değerlendirmenin hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez. Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkelerde gözetilmek suretiyle gerekli araştırmanın soruşturmanın yapılması özellikle muris ...’nin denkleştirme yönündeki beyanı da dikkate alınarak gerçekten de davacıya da bir taşınmaz verip vermediği ve vermiş ise davalıya satılıp satılmadığının ayrıca dava dışı mirasçılara da herhangi bir mal verip vermediğinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde kayden açıklığa kavuşturulması, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma iradesinin bulunup bulunmadığının ortaya konulması, ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, 698 ada 1 parselle ilgili davanın reddine, 553 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ½ payı ile ilgili iptal tescil yönünden verilen ret kararının kesinleşmiş olması nedeniyle ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleştirilen dava yönünden tazminat isteğinin reddine dair verilen karar bu kez Dairece, “...bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usulü kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Hâl böyle olunca; hükmüne uyulan önceki bozma kararında değinilen ilkeler ve olgular doğrultusunda 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin tazminat isteği bakımından araştırma ve inceleme yapılması, dava dosyası içerisinde bulunan ceza tahkikatına ilişkin dosyalar ile aynı yer 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.09.1997 tarih 1997/80 Esas ve 1998/66 Karar sayılı dosyalarındaki tarafların ortak mirasbırakanı ...’nin beyanlarının da gözetilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken bozma gerekleri yerine getirilmeksizin noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararından sonra asıl ve birleştirilen davalar tefrik edilmiştir. Davacı ... ...’ın davası eldeki dosya esasına kaydedilmiş ve bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 553 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden iptal tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği toplanan delillerden, 1926 doğumlu mirasbırakan ... ...’ın 06.08.2007 tarihinde ölümü üzerine davacı kızı ..., davası tefrik edilen oğlu ..., davalı oğlu ... ile dava dışı eşi ...’nin mirasçı kaldıkları, eşi ...’nin 25.12.2007 tarihinde öldüğü, çekişme konusu 553 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan ... adına kayıtlı iken ½ payını ipkaen üzerinde bırakarak ½ payını 11.10.1984 tarihinde davalı oğlu ...’e satış yoluyla temlik ettiği, daha sonra bu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulduğu ve mirasbırakan adına kayıtlı 1 no’lu bağımsız bölümün dava dışı ...’e, davalı ... adına kayıtlı 2 no’lu bağımsız bölümün de dava dışı Sabit Güler’e 14.10.1994 tarihinde satış yoluyla temlik edildiği görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “ Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir ( 09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
Somut olayda; bozmaya uyulmakla usuli kazanılmış hak oluşmasına rağmen, bozma gerekleri yerine getirilmeksizin eksik incelemeyle sonuca gidilmiştir. Şöyle ki; her iki bozma ilamında da, mirasbırakanın paylaştırma iradesiyle hareket edip etmediğinin araştırılıp incelenerek açıklığa kavuşturulması istenildiği halde, mahkemece bu yönde yeterli bir inceleme yapıldığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Hemen belirtilmelidir ki, paylaştırma savunmasında bulunan davalı bu savunmasını, bir başka ifadeyle mirasbırakanın bütün mirasçılarına ne verdiğini açıklayıp bildirmekle yükümlüdür.
Hal böyle olunca, mirasbırakan tarafından paylaştırma iradesiyle mirasçılarına verilen taşınır, taşınmaz mal ve hakların bildirilmesi konusunda davalıya süre verilmesi, taşınmaz mal bildirilir ise mirasbırakandan geçip geçmediğinin bütün tedavülünü gösterir tapu kayıtları getirtilmek suretiyle; taşınır mal devri yapılmış ise tanıklar yeniden çağrılıp bu hususta beyanları alınarak, ayrıca davası tefrik edilen ... adına kayıtlı olduğu dosya kapsamıyla anlaşılan dava dışı 55 ada 1, 2966 ada 6, 2968 ada 2, 2974 ada 2, 271 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının da bütün tedavülleriyle birlikte getirtilip incelenerek, mirasbırakandan bir geçiş olup olmadığının paylaştırma iradesi kapsamında incelenmesi, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma iradesinin bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bozma ilamlarının gereği yerine getirilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre ise; Dairenin 15.10.2009 tarih 2009/8280 Esas 2009/10263 Karar sayılı bozma ilamında, çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmazla ilgili iptal tescil isteğinin reddedilmiş olmasının doğru olduğu belirtilerek tazminat yönünden inceleme yapılmasına işaret edilmiş; mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra davacı ... tarafından bilirkişi raporunda belirlenen değer üzerinden harç ikmal edilmiş olduğuna göre, tazminat yönünden bunun esas alınması gerekirken, ıslah yapılmadığından bahisle dava dilekçesindeki miktar üzerinden tazminata karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacı tarafından yatırılan tamamlama harcının alınması gerekli harçtan düşülmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi de doğru olmamıştır.
Tarafların değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.