13. Hukuk Dairesi 2016/14964 E. , 2017/12324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı Asil ... ve vekili avukat ... ile davalı ... Başkanlığı vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... Eczanesi isimli eczaneyi 13/07/2009 tarihinde devraldığını, davalı kurum ile ilaç teminine ilişkin protokol imzaladığını, davalı kurumun eczaneye 21/09/2011 tarihinde göndermiş olduğu yazı ile yazının tebliği tarihinden itibaren 2 yıl süre ile sözleşmenin feshedildiğini ve sözleşme karşılığı ilaç vermeyi durdurmasını ve 185.702,35 TL"nin tahakkuk edecek ilk alacaktan mahsup edilmesine karar verildiğini, akabinde ... eczane ekranının 21/09/2011 tarihi itibariyle kapatıldığını, davalının feshe gerekçe olarak 2011 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Eczane Protokolünün 6.3.3- 6.3.10- 6.3.19 nolu maddelerinin ihlal edildiğinin gerekçe gösterildiğini, yapılan incelemede eczaneyi devraldığı 13/07/2009 tarihinden önceki döneme ait olup diğer eczacının sorumlu olduğu döneme ait olduğunu, bu durumun kanunilik ilkesine açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirterek eczane alacağından kesilen 67.095,50 TL "nin eczane hesabına iadesine, şimdilik fazlaya ilişkin talep ve dava hakkının saklı kalması kaydıyla 1.000,00 TL meccut zarar ve mahrum edilen kar tazminatına fesih tarihihden itibaren en yüksek banka faizi ile birlikte hükmedilmesine, 2 yıl süreli sözleşme feshi kararının iptaline ve para cezasının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davalı kurum tarafından davacı eczacı aleyhine uygulanan iki yıl süre ile sözleşmenin feshi kararı ve tahakkuk ettirilen para cezasının iptaline ve kesinti yapılan kısmın iadesi istemine ilişkindir. Davacı, söz konusu idari işlemin usulüne uygun olmadığını ve idari işleme konu edilen reçetelerin eczaneyi devraldığı tarihten önceki tarihe ait olduğunu ileri sürmüş, davalı ise yapılan işlemde herhangi bir yanlışlık bulunmadığını savunmuştur, mahkemece reçete sahiplerinin davalı kuruma soruşturma sırasında verdikleri ifadelerindeki imzaların gerçekliğinin denetlenmediği, beyana dayanılarak sonuca ulaşılmasının doğru olmadığı bir kısım hastaların ilaçları alıp kullandıklarına dair beyanları da göz önüne alınarak yetersiz soruşturmaya dayalı verilen fesih ve para cezalarının iptaline karar karar verilmesi dairemizin 05.03.2014 tarih 2013/22681 Esas 2014/5983 Karar sayılı ilamı ile ""... Oysa ki davalı kurumun başlattığı soruşturma sırasında dinlenen bir kısım reçete sahipleri, reçeteye konu edilen ilaçları eczaneden almadıklarını, ilaç verilmesine neden olan raporlardan da haberdar olmadıklarını, reçetelerde yazılı ilaçları kullanmalarını gerektirecek rahatsızlıklarının bulunmadığını, reçete arkalarındaki imzaların da kendilerine ait olmadığı şeklinde ifadede bulunmuşlardır. Davacı sözleşme ile üstlendiği edimleri ifa ederken sözleşmeye uygun davranmakla yükümlü olup, sözleşmeye aykırı davranması halinde sözleşmede kararlaştırılan cezayı ödemekle yükümlüdür. Hal böyle olunca, davacı eczacı, cezaya konu edilen reçeteleri hak sahibine verdiğini kanıtlamak zorundadır. Bir kısım hastalar reçete muhtevası ilaçları almadıklarını ve kullanmadıklarını belirttiklerine göre söz konusu reçetelerin kim tarafından düzenlendiği ve bu reçetelerin gerçek olup olmadığı araştırılmadan, reçete sahibi hastaların tanık olarak ifadeleri alınarak teftiş sırasında verdiği ifadeler karşılaştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup...""gerekçesi ile bozulmuş, davacının dairemiz kararına karşı karar düzeltme isteği de reddedilmiş ve bozma sonrası mahkemece,bozma kararına uyulmasına karar verilmiş, davalı kurumun hazırladığı denetim raporunda adı geçen hastalardan bir kısmının isimleri rastgele belrilenerek adı geçen kişilerin resmi kurumlardan imza örnekleri istenilmiş, davacı eczacı ve kalfasının da imza örnekleri alınarak savcılık dosyaları arasında bulunan reçete asılları üzerindeki imzalar ile toplanan imzaların karşılaştırılması için bilirkişi raporu alınmış ve ""reçetelerde isimleri geçen ve imzaları bulunan ..., ..., ..., . ., Vesile ... imzalı reçetelerdeki imzaların adı geçenler ile ... ve ..."a ait olmadığı, ayrıca ... ., ..., . ... yazı ve imza örnekleri ile ilgililerin hastalarına ait olduğu iddia edilen reçetedeki yazı ve imza örneklerinin bir biri ile örtüşmediğinin tespit olunduğu, hal böyle olunca davacı eczacının davalı Sağlık Bakanlığı ile ... olduğu sözleşmeye aykırı hareket ettiği"" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bozma ilamına uyulması halinde, bozma doğrultusunda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar, bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmemesi ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.