19. Hukuk Dairesi 2015/13874 E. , 2016/2661 K.
"İçtihat Metni"ESAS NO : ...
KARAR NO :...
T.C.
YARGITAY
...Hukuk Dairesi
ESAS NO :...
KARAR NO : ...
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ :...
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2010/274-2013/307
DAVACI :.. Vek. Av...
DAVALILAR : 1).... 2)... vek. Av. ...
İHBAR OLUNAN :..
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin sorumlu müdürü ve hakim ortağı olan dava dışı ..."ın şirket işlerinde kullanılmak üzere ağabeyi olan davalı ..."dan 2008 yılında 490.000,00 TL borç para aldığını, borcun bir kısmının ödendiğini ve bakiye 320.000,00 TL borç için dava konusu çekin verildiğini, müvekkilinin borcunu çeşitli tarihlerde çekte taraf olan davalı ..."ın banka hesabına yatırdığını, çeke ilişkin en son ödemenin..."ın eşi .."ın hesabından yapıldığını, borcun tamamının ödendiğini, ancak davalıların ekstra faiz talepleri kabul edilmediği için ...hakkında karşılıksız çek keşide etme suçundan ceza davası açıldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin dava konusu çekin 10.000,00 TL"lik kısmı yönünden davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu çeke ilişkin hiçbir ödeme yapılmadığını, davacı tarafça sözü edilen ödemelerin..."ın müvekkili .."dan aldığı ödünç paraya ilişkin olduğunu, kaldı ki çeke ilişkin alacağın üçüncü bir şahsa temlik edildiğini ve bu şahıs tarafından icra takibine konu edildiğini, dolayısıyla davacı tarafın bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; hakim ortağı ve yetkilisi dava konusu çeke ilişkin karşılıksız çek keşide etme suçundan yargılanmakta olan davacı şirketin, davalılara karşı bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, davacının yapmış olduğu ödemelerin dava konusu çeke ilişkin olduğunu ispat etmesi gerektiği, dolayısıyla ispat yükünün davalıya ait olduğunu belirten bilirkişi raporuna itibar edilmediği, davacının iddiasını yazılı delillerle ispat edemediği, zira davacı ödemelerinin büyük çoğunluğunun dava konusu çekin keşide tarihinden önceki tarihli olduğu, çekin keşide tarihinden sonra yapılan ödemelere ilişkin dekontlarda ise açıklama bulunmadığı, ödemelerin davacı şirket hesabından yapılmadığı, davacı şirket defterlerinde dava konusu çeke dair bir kaydın bulunmadığı, davacı tarafın yemin teklif etme hakkını kullanmayacağını beyan ettiği, dolayısıyla davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 320.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığını ileri süren davacı, şimdilik çekin 10.000,00 TL"lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur. Davacı talebinin bölünebilir bir talep olmadığı dikkate alınarak, çek bedeli üzerinden eksik harç tamamlatılmak suretiyle davaya devam edilmesi gerekirken, kısmi menfi tespit istemi kabul edilerek davanın esasına girilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, harç eksikliğinin tamamlatılması halinde, çekin keşide tarihinden sonraki ödemelerin çek borcuna mahsuben yapılmış sayılacağı yönündeki kural dikkate alınıp bu yöndeki ödemelerin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aslı gibidir.
Karşılaştırıldı. S.H