14. Hukuk Dairesi 2016/69 E. , 2018/6263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tük.Mah.Sıfatıyla)
Davacı tarafından, davalı aleyhine 04.11.2009 gününde, birleştirilen davalı aleyhine 10.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; dava ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 02.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı-birleştirilen davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02.10.2018 günü için yapılan tebligat üzerine gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, yüklenicinin temliki işleminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise yükleniciden temlik alınan bağımsız bölümün tapuda üçüncü kişiye devredilmesi sonucu muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece dava ve birleştirilen davanın reddine dair verilen hükmün, davacı-birleştirilen davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 31.05.2013 gün 2013/6840 Esas, 2013/8415 Karar sayılı ilamıyla "...davacı tüketici, yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-birleştirilen davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı-birleştirilen davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı-birleştirilen davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, 21.03.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye düşen bölümü (TBK"nın 184. Maddesi ve 30.09.1988 gün 2/2 sayılı Yargıtay İBK gereğince), davalı yüklenici ile yapmış olduğu 04.11.2007 tarihli satış sözleşmesi ile satın ve teslim almış olup kural olarak, davacı ve yüklenici arasındaki satış sözleşmesi, yüklenicinin alacağının temlikine dayalı olup TBK 184. maddesi gereğince geçerlidir. Şahsi hak doğuran bu sözleşme, ayni hak sahibine karşı ancak, muvazaa iddiasının ispati halinde ileri sürülebilir. Ne var ki tapu kayıt maliki ..."nin, dava konusu bağımsız bölümü, muvazaalı ve kötüniyetli devir aldığı hususu davacı tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile birleştirilen davanın reddine karar verilmesi, öte yandan davacı tarafından akidi olan yükleniciye karşı tazminat istemi bulunmayıp, davalı yükleniciye yöneltilen tapu iptali ve tescil isteminin ise yüklenicinin, tapu kayıt maliki olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece, "...Taraflar arasında emredici şekil kuralına riayet edilmeden yapılan sözleşme batıldır. Geçersiz sözleşme taraflara hak ve borç oluşturmaz. Böylelikle geçersiz sözleşme ile kararlaştırılan cezai şart da uygulanamaz. Bu durumda taraflar yalnızca Borçlar Kanunu"nun 61. maddesi çerçevesinde sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını iade ile yükümlü olduğu için davacı bunu açacağı ayrı bir dava ileri sürebilir. Davacı tarafın iş bu davada sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir talebi bulunmadığından bu konuda bir karar verilmemiştir." gerekçesi ile dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleştirilen davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.