2. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2861 Karar No: 2017/8412
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/2861 Esas 2017/8412 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2016/2861 E. , 2017/8412 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından velayet, yoksulluk nafakası ve kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadın ağır kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurların yanında bağımsız konut temin etmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Hal böyle iken davacı kadının ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2- Mahkemece, tarafların ortak çocuğu 10.03.2006 doğumlu ...’nın velayeti babaya verilmiştir. Ortak çocuk yaşı itibariyle idrak çağındadırlar. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana/baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecek idiyse, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Bu bakımdan tarafların ortak çocukları ...’nın mahkemece eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendisinden sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan üç kişilik uzman heyetinden (4787 s.K m.5) ortak çocuğun anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatlerine olacağı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar nazara alınmadan eksik araştlrma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (1.) ve (2.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.07.2017 (Çrş.)