MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belge gizleme
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında “defter ve belgeleri gizleme” suçundan açılan kamu davasında, sanığa, 2007 ve 2009 takvim yılına ait defter ve belgeleri ibraz etmesi hususunda 23.07.2012 tarihinde tebligat yapıldığı, sanık tarafından 15 günlük yasal süre içinde yasal defterlerin ibraz edilmesine rağmen yasal defterlere kaydedilip KDV indirim konusu yapılan faturaların bir kısmının ibraz edilmediği, 14.09.2012 tarih 2012-A-2672/3 vergi inceleme raporunda mükellef kurum temsilcisi ...’in “söz konusu faturalar kayboldu, elimizde bununla ilgili zayii belgesi yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu, sanık savunmasında, tebligatın eski adrese yapıldığı, dolayısıyla tebligattan haberdar olmadığı, iş yerinin tebligat tarihinde faal olduğunu belirttiği, yasal defterlerin ibraz edilmesi ve tebligatta sanığın bizzat kendine yapılması karşısında tebligattan haberdar olmadığına ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceği ve ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.11.1999 tarihli ve 1999/11-273/288 sayılı kararında açıklandığı üzere, defter ve belgelerin çalındığı-kaybolduğu-bulunmadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması hâlinde VUK"nin 139. maddesinde yazılı durumların ve usulüne uygun tebligatın aranmasına gerek bulunmaması karşısında; yüklenen suçun unsurları itibarıyla oluştuğu gözetilmeden, sanığın mahkûmiyeti yerine isabetsiz gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.