11. Hukuk Dairesi 2018/3265 E. , 2020/696 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/05/2017 tarih ve 2014/1156 E- 2017/345 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 22/03/2018 tarih ve 2017/640 E- 2018/297 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 21.01.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ..., davalı ... Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin tekstil sektöründe üretim ve satış yaptığını, müvekkilinin müşterisi olan Fransa"da yerleşik ... SAS firmasına yüklü miktarda tekstil ürününün sipariş edildiği,malların bedelinin müşteri tarafından bankaya açılacak akreditif ile tahsil edileceğini, sevk edilen mallara ilişkin konşimento ve CMR senetleri tanzim edilerek davalı taşıma şirketine teslim edildiğini, ihraç konusu malların alıcısının banka, ihbar kişisinin de müsteri olarak gösterildiğini, bu ihracatın vesaik mukabili ihracat olarak tanımlandığını, yapılan ihracat bedelinin tahsili yolunun ise akreditif olduğunu, müşterinin vesaik asıllarını taşıyıcıya ibraz etmeden malları teslim almasının mümkün olmadığını, göndericinin bu şarta güvenerek malları taşıyıcıya teslim ettiğini, gönderenin yazılı bir talimatı olmadan böyle bir durum gerçekleşirse TTK 880 ve CMR Konvansiyonu 17. madde hükümlerine göre malın tam ziyadan söz edilerek taşıyıcının malların fatura bedellerinden gönderene karşı sorumlu olduğunu, somut olayda alıcının tahsil bankası olarak yazılı olduğunu davalının talimat almadan malları banka dışında kişiye teslim etmesi nedeniyle ağır kusurlu ve zarardan sorumlu olduğunu, zararın tahsili için başlattıkları takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve haksız itiraz nedeniyle alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
./..
Davalı vekili, dava konusu taşımaların hepsinde teslim şeklinin FCA olduğunun gümrük çıkış beyannameleri, konşimento talimatları ve davacı tarafından tanzim edilen satış faturalarında açıkça yazıldığını, taşıma sözleşmesinin taraflarının dava dışı alıcı ... SAS firması ile asıl taşıyıcı dava dışı Fransa"da mukim Zıgler France SA"ve alt taşıyıcı müvekkili şirket olduğunu, bu teslim şeklinde davacının taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığını, FCA teslim şeklinde taşınacak emtianın taşıyıcıya teslimi ile birlikte malların tüm masraf ve risklerin alıcı-gönderilen ... SAS firmasına geçtiğini, ödeme şeklinin akreditif ve davacının iddia ettiği alacağın sorumlusunun müvekkili değil dava dışı alıcı ... SAS firması olduğunu, somut olayda vesaik mukabili bir ihracatın sözkonusu olmadığını, konşimento talimatları incelendiğinde teslim şeklinin FCA, ödeme şeklinin de akreditif yazdığını, vesaik mukabili bir taşımadan bahsedilmediğini, davanın konusunu 6 adet taşıma oluşturmakta ise de başkaca taşımaların da bulunduğunu, davacının tahsilat yapamadığı iki banka ile tahsilat yaptığı anlaşılan bankanın farklı olduğunu, bu durumun akreditif koşullarını davacının yerine getirmemiş olmasından kaynaklandığını, özellikle davacının sunduğu 07/10/2014 tarihli iki adet yazıdan anlaşılacağı üzere birtakım evrakları sunmadığından akreditif ödeme ile ihraç ettiği eşyaların bedellerini tahsil edemediğini, Mayıs 2014 ile Eylül 2014 arasında gerçekleştirilen 6 adet taşımada peyderpey müvekkili firmaya eşya teslim edildiğinden iddia olunan zarara davacının kendi kusuruyla sebebiyet verdiğini, dava konusu 6 adet taşımanın yaklaşık dört aylık süre içerisinde gerçekleştirildiğini, ilk taşımada sorun var ise davacının bu süreç içerisinde diğer taşımalarda eşyaları müvekkiline teslim etmemesi gerektiğini, CMR 21. maddesinden yararlanamayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı yanında fer"i müdahil vekili; davacının "akreditif" ve "vesaik mukabili" kavramlarına ilişkin iddialarının bariz çelişkiler içerdiğini, davacının aktif husumet ehliyetini ispat edemediğini, ihracat evraklarından esasen malların üreticisi olan Era Denim Konfeksiyon San. Tic. A.Ş."nin gerçekleştirdiği satışlara aracılık yaptığının anlaşıldığını, davaya konu akreditif dosyalarının tamamının davacının bankası olan Akbank Merter Ticari Şubesinden celbi gerektiğini, davalı Enco"nun fiilleri ile iddia edilen zararlar arasında illiyet bağı bulunmadığını, davalının CMR Konvansiyonu uyarınca yükümlülüklerini yerine getirdiğini, iddia edilen zararın kaynağı olan satış bedelinin ödenmemesinde davacının kusurlu hareketinin neden olduğunu, belgeleri eksik ve geç gönderdiğini, akreditifli ödeme biçiminde ihracatçının bankaya karşı alacaklı duruma geçmesinin en önemli şartının tanımlanan evrakları doğru biçimde ve süresinde ibraz etmesi olduğunu, amir bankadan gönderilen yazılara göre akreditif ret sebeplerinin davacının kendi kusurundan kaynaklandığının anlaşıldığını, davacının CMR taşıma senedi üzerine mal bedelinin tahsili şerhi düşmediğini, orijinal ATR-1 evrağının amir bankaya gönderilmediğini, malların gümrükten çekilmesi için evrakların davacı tarafından alıcıya gönderildiğini, bu nedenle akreditif bedeli ödenmeksizin teslimine ve gümrükten çekilmesine davacının muvafakat ettiğini, davalı taşıyıcı Enco"da orijinal ATR-1 belgesinin bulunmadığını, kusur ve sorumluluğun taşıyıcıya değil davacı ihracatçıya ait olduğunu, söz konusu taşımalar 4 ay içinde 6 ayrı taşıma halinde yapılmış olduğu halde malların teslimine ilişkin ilk taşımadan son taşımaya kadar davacı tarafın hiçbir uyarıda bulunmadığını, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı - ihracatçının, Fransa"da mukim firmaya sattığı ürünlerin Fransa"ya kara yolu ile taşıması işini davalı şirketin üstlendiğini, satım ilişkisinde ödeme şekli olarak "akreditif ödemesi" kararlaştırıldığını, CMR senetlerinde akreditif bankası "alıcı" olarak, ithalatçı/akreditif amiri ise "ihbarda bulunulacak kişi" olarak gösterildiğini, davalı - taşıyıcı, taşımaya ilişkin belgeler kendisine ibraz edilmeksizin malları alıcı firmaya teslim ettiği, dava konusu taşımalara ilişkin akreditiflerin amir banka tarafından reddedildiğini, dolayısıyla taşımalara ilişkin belgelerin de akreditif bankası tarafından muhabir bankaya ve onun tarafından da ihracatçı/davacıya iade edildiğinin tartışmasız olduğunu, taşıyıcı - davalı tesellüme yarar belgelerin ibrazı olmadan malları alıcı-ithalatçıya teslim ettiğini, CMR 15. maddesi kapsamında eşyanın varış yerine ulaşmasından sonra teslim engelinin ortaya çıktığını, her ne kadar CMR 15. ve 21. maddeleri uyarınca taşıyıcının sorumluluğu gündeme gelmekte ise de, somut olayın özellikleri ve dosyada mevcut bilhassa bankadan gelen bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu edilen tek bir taşımanın söz konusu olmadığı, Mayıs 2014 ile Eylül 2014 tarihleri arasında 6 adet taşımanın uyuşmazlık konusu olduğu, davacı firma ile müşterisi arasında sadece uyuşmazlık konusu taşımalar değil öncesinde de satışlar yapıldığını, gelen banka belgelerine göre, ilk taşımada akreditif belgelerinde eksiklik olduğu hususunun ithalatçının bankası tarafından davacı ihracatçının bankası olan Akbank Merter Tekstil Merkezi Ticari şubesine 12/05/2014 tarihinde bildirildiği, durumun 13/05/2014 tarihinde Akbank tarafından davacı firmaya iletildiği, eksik belgelerin davacı tarafça tamamlanmadığı, ithalatçının bankası olan amir bankanın akreditifi reddettiğini, diğer taşımalarda da aynı işlemlerin yapıldığını, davacı akreditif işlemlerinde eksik belgeler nedeniyle ödeme konusunda sorun yaşandığından haberdar edilmesine rağmen davalı firmaya malları yükleyerek taşıma işlemlerine devam ettiğini, davalı taşıyıcının ise taşıdığı malları davacının müşterisi olan ... SAS firmasına teslimini gerçekleştirdiğini, davacının ilk sorunlu teslimden sonra halen diğer taşımaları devam ettirmesinin davacı tarafından davalıya talimat verilerek taşıma sürecinin teslim engeli ile kesilmesinin engellenip, akreditif ödeme şeklinin vadeli ödemeye çevrilmiş olduğu anlamına geldiği, davacı ilk taşıma sırasında akreditifte sorunlar olduğunu, eksik belgeler nedeniyle amir bankanın ödeme yapmadığını öğrenmesine rağmen diğer taşımaları devam ettirerek teslim engelini ortadan kaldıracak şekilde davalı taşıyıcıda haklı bir güven oluşturduğunu, böylece davacı akreditif ödeme şeklinden vazgeçerek ödemeyi vadeli ödeme şekline dönüştürdüğünü, hal böyle olunca davacının bu davranışları karşısında teslim engelinin ortadan kalktığını, akreditif ödeme şeklinin vadeli ödeme şekline dönüşmüş olması karşısında teslim edilen malların bedelinin ödenmemesinden CMR 21. maddesi uyarınca davalı taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, uluslararası karayolu taşımasında akreditif ödeme şeklindeki satışta taşıyıcının CMR hükümlerine aykırı davrandığı iddiasıyla taşınan malların bedelinin dava dışı müşteriden tahsil edilememesi nedeniyle oluştuğu iddia olunan zararın davalı taşıyıcıdan tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
CMR Konvansiyonu"nun 15. maddesinde, yükün teslim yerine varışından sonra koşullar bunların teslimini engellediği hallerde taşımacının göndericiden talimat isteyeceği belirtilmiştir.Teslim engelinin varlığına rağmen talimat istenmemesi tedbirli taşımacının davranışından sapan kusurlu bir hareket olup, taşımacının CMR 11(3), 12(7), 17 maddelerinde öngörülen sorumluluktan kurtulmasını engeller. Taşımacı, talimat almasını engelleyen sebep, kendi hukuka aykırı davranışına atfedilebildiği ölçüde, CMR"nin 17. maddesi uyarınca ziya, hasar veya teslimdeki gecikmeden dolayı, eşya üzerinde tasarruf hakkı sahibine karşı sorumludur.
Somut olayda mahkemece, yükün teslim yeri olan Fransa"ya varışından sonra dava dışı müşterinin kendi bankası ile yaşadığı sorundan kaynaklı akreditif ilişkisinin kurulamaması sebebiyle, akreditif ödeme şekli öngörülen satış sözleşmesinde bir teslim engelinin çıktığı ve bu teslim engeli ile karşılaşan davalı taşıyıcının davacı taşıtandan herhangi bir talimat istemeden malları CMR senedinde ihbar kişisi sıfatıyla yer alan dava dışı müşteriye teslim ettiği göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılması gerekirken, ilk teslimde sorun yaşanması üzerine teslimatların devam ettiği ve bunun dava dışı müşteriye yapılan teslimin davacı tarafından benimsendiği şeklinde yorum yapılarak davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.