Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/9327
Karar No: 2017/1857
Karar Tarihi: 27.02.2017

İşkence - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/9327 Esas 2017/1857 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2016/9327 E.  ,  2017/1857 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : İşkence
    HÜKÜM : Beraat

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Sanıklar ... ve ... hakkındaki katılan hakkındaki raporu bertaraf edebilmek amacıyla katılanın çenesindeki şikayetlerinin 3-4 gün öncesine ait olduğu izlenimi yaratacak biçimde 29.11.2006 tarihli tutanağı tanzim ederek, diş hekimi ..."e de ısrarcı bir tavırla tutanağı imzalatarak görevi kötüye kullandıkları iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak bir hüküm kurulmadığı mahkemenin 08.11.2012 tarihli gerekçeli kararın hüküm ve gerekçe kısmından anlaşılmakla, bu suçla ilgili olarak mahallinde hüküm kurulabilir görülmüştür.
    Tüm sanıklar hakkında işkence yapmak suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılan incelemede:
    Gasp, konut dokunulmazlığını ihlal ve cinsel saldırı suçlarının şüphelisi olarak karakola getirtilen katılan aşamalarda çağrılması üzerine 29.11.2006 günü saat 13.30 sıralarında karakola geldiğini, sanık polis memurlarınca resmi işlemler yapılmadan nezarethaneye indirildiğini, suçu kabullenmesinin istendiğini, kabul etmeyince sanıklar tarafından üzerine tazyikli su sıkılıp tekme atılarak, jopla vurularak dövüldüğünü, sanık ..."in ise kılıfı içinde olmayıp belinde taşıdığı ve o esnada yere düşen silahını alıp kabzası ile vurarak çenesini kırdığını beyan etmiştir.
    Soruşturma kapsamında resmi işlemlere esas olmak üzere 29.11.2006 tarih ve saat 15:15"de düzenlenmiş nezarethane giriş raporunda; katılanda ""sol kaş üstünde, burun üzerinde kızarıklık, çenede hassasiyet, 3.molar dişte kırık, göğüs ön taraf sternum ile göbek üzerinde, sırtta, sol alt göğüs hizasında, bel kısmında solda kızarıklık saptandığı belirtilmiş; ayrıca çenedeki ağrı nedeniyle diş hekimine gönderilmiş, yapılan muayenede alt çene sol tarafta çene kemiğinde krepitasyon olduğu belirlenerek sol alt çene 3. molar dişi çekilmiştir.
    30.11.2006 ve 12.12.2006 tarihli raporlarda da, katılanda görülen arazlar tekrarlanmış 14.05.2007 tarihli raporda ise, orta derecede hayati fonksiyonları etkileyen kırık bulunduğu açıklanmıştır.
    Alınan doktor raporundan sonra saat 16:10 itibariyle sanıklar ... ve ... tarafından düzenlenen tutanakta, katılanın ""adli muayenesi yapıldığı esnada görevli doktora sol alt çenesindeki dişlerin 3-4 günden beri ağrıdığını ve kendisinin sosyal güvencesi olmadığından dolayı da doktora gidemediğini beyan ettiği"" yazılmıştır.
    Çene kırığının oluşma zamanına ilişkin tutanaktaki bu ifade doktor raporunda yer almamış, aynı tutanakta imzası bulunan diş hekimi 04.10.2007 tarihli şüpheli sıfatıyla verdiği savcılık ifadesinde aynen "" ...katılan bana dişlerinin 3-4 günden beri ağrıdığı yönünde bir şikayette bulunmadı ...söz konusu tutanağı polis memurları yazdılar, prosedürün bu yönde olduğunu söylediler, ...tutanağı imzalarken olay pek kafama yatmadı, ancak polis memurları prosedürün bu yönde olduğu yönünde ısrarcı olunca...tutanak altına imza koydum"" demiştir, 29.08.2007 ve 28.09.2007 tarihli ifadelerinde ise bu hususta ifadesi tespiti edilememiş ancak kovuşturma aşamasında 21.04.2008 tarihli oturumdaki yeminli tanık beyanında tüm bu ifadelerinin doğru olduğunu tekrarla 04.10.2007 tarihli üçüncü ifadesinde polislerin ısrarcı olduğunu söylemiş ise de bunun doğru olmadığını, ifadesinin yanlış anlaşıldığını, polislerin prosedür gereği imzalaması gerektiğini söylemeleri üzerine okuyarak tutanağı imzaladığını, muayenesini yaptığı şahsa şikayetini sorduğunda kabaca bir kavga olduğunu söylediğini beyan etmiş. Nitekim 29.11.2006 tarihli, saat 16:10"da düzenlenen tutanakta katılanın acil servis doktoru ..."ın yanında iken 3-4 gündür dişinin ağrıdığını, sosyal güvencesi olmadığı için doktora gidemediğini beyan etmesi üzerine diş hekimi ..."in çağrıldığı belirtilmektedir. Çene kırığının oluşma zamanına ilişkin polis memurlarınca düzenlenen tutanaktaki katılana atfedilen ifadenin doktor raporunda yer almaması, raporun tutanak içerikli olmaması nedeniyle olağan karşılanması gerektiği nitekim acil doktoru ..."ın 22.04.2008 tarihli oturumda bu tatanak içeriğini doğruladığı anlaşılmaktadır.
    Katılanın 14.12.2006 tarihinde yazılı şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sırasında alınan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin 14.05.2007 tarihli raporunda; 15.12.2006 tarihinde darp sonucu yaralanarak hastanemiz aciline müracaat ettiği, yapılan muayenede alt çenede sol angulus mandibula kırığı ve apse tespti edildiği, 1. Plastik Cerrahi Kliniği"ne yatırılarak opere edildiği ... yaralanmasının, yaşamını tehlikeye sokmadığı, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahele ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta derecede olduğu belirtilmiştir.
    Mahkemece 21.10.2008 tarihli oturumda dinlenen bilirkişi genel cerrahi uzmanı doktor Halim Kale ifadesinde "Bana sorulan çene tramvası çok karşılaşılan bir olay olmayıp genel tıbbi bilgilerimiz doğrultusunda ve genel cerrahinin alanına giren dış bulguları açısından bilgi verebilirim. Bana gösterilen silahın kabza kısmı ile vurulmak suretiyle yetişkin bir insanın çenesinde meydana getirebileceği çene kırığına neden olacak darbenin ve darbelerin oldukça şiddetli olması gerekir. Bu darbeler neticesinde kemik ile darbeyi gerçekleştiren silah arasında kalan deri ve derialtı dokusunda, bu darbeler neticesi iç kanama meydana gelebilir. Bunun sonucunda bu bölgede ödem, şişlik, ekimoz gibi dışardan da fark edilebilecek bulgular oluşur. Bu bahsetmiş olduğumuz husus 24 saatlik süre içerisinde meydana gelmesi halinde oluşabilecek bulgulardır. Genel bilgilerimiz ile söyleyebileceğimiz ilk zamanlarda darbeye maruz kalan kişinin yemek yeme, konuşma konusunda zorluk yaşaması gerekir. Bana gösterilmiş olan çene filmlerinden de kırık gözükmekte olup, tam kırık olduğu da görülmektedir. Bana okunan adli tıp uzmanının raporunu da dinledim, (mahkemenizde bulunduğum şekilde) yakın mesafede bulunan darbeye maruz kalmış kişi ile diğer kişilerin belli bir süre konuşmaları halinde bu bulgular gerek konuşma şeklinden gerekse dışardan bakıldığında fiziken görülmesi gereken bulgular olmalıdır. Bu bahsettiğim hususlar yetişkin ve sağlıklı bir kişinin darbeye maruz kalan kişi olması halinde geçerilidir. Bahsedilen kemik kırığına neden olacak darbe veya darbeler ağız içinde yumuşak dokuda hemeton oluşturabilir, bu nedenle de muhtemelen ağızda kanama görülebilir, ayrıca darbe sayısına bağlı olarak dış yüzeyde de açılma veya yırtık oluşması mümkündür, ancak bu darbe sayısı ve şiddetine bağlıdır, her zaman olması beklenemez, bu şekilde kesik ve yırtılma olmadan da sadece ezilme ile de oluşması mümkündür, meydana gelen hemetonun büyüklüğüne göre bu hasarın kaybolması süreci de değişmektedir, bulgular niteliğindeki bu iyileşme yaklaşık 10 ila 20 gün arasında gerçekleşebilecek niteliktedir. Çene kırığına ilişkin ise uzman olmadığım için iyileşme süreci hususunda net bilgi vermem mümkün değildir. Buz torbası kullanmak, meydana gelen darbenin oluşturmuş olduğu morluk ve şişliği ortadan kaldırmaz, ancak bu darbe sonrasında oluşmuş olan şişliğin büyümesini ve morluğun yayılmasını önleyebilir. Meydana gelen morluk ve şişlik, kişinin bulunmuş olduğu ortamda ifadesini alan konunun tıbbi uzmanı olmayan hakim ve savcı tarafından farkedilmesi her zaman mümkün olmayabilir. Darbenin meydana geldiği andan sonra geçecek olan 24 saatlık sürede böyle bir darbenin yumuşak dokuda bıraktığı etkiler bu kadar kısa süre içerisinde iyileşmez ve azalmaz." şeklinde görüş beyan etmiştir.
    Bu durumda katılanın tüm hastahane evrakları, raporları ve grafileri Adli Tıp Kurumu"na gönderilerek;
    a) Katılanın ilk anlatımında belirtilen şekilde 4-5 kişi tarafından su sıkılarak, tekme ile, jopla ve silah kabzesiyle dövülmesi eylemi ile 29.11.2006 tarihli rapordaki belirtilerin uyumlu olup olmadığı,
    b) Raporlardaki bulgulara göre yaralanmaların ve özellikle çene kemiğindeki kırığın ve dişin sallanmasını 29.11.2006 tarihinden 3-4 gün önce meydana getirilmesinin mümkün olup olmadığı,
    c) 3-4 gün sürece çiğneme ve konuşma yeteneğini engellemesinin söz konusu olup olmadığı ayrıca etkilerinin ve değişikliğin yakınında bulunan (polis memuru, Cumhuriyet Savcısı, Hakim, Doktor gibi) kişilerce kolaylıkla farkedilebilir ve gözlenebilir olup olmadığı,
    d) Çene ile ilgili bulgular dışında 29.11.2006 tarihli raporda belirtilen "Sol kaş üstünde, burun üzerinde kızarıklık, göğüs ön taraf sternum ile göbek üzerinde, sırtta, sol alt göğüs hizasında, bel kısmında solda kızarıklıkların 29.11.2006 tarihinden 3-4 gün önce meydana getirilmesinin mümkün olup olmadığı, 3-4 gün önce yapılan darp ve cebirin bu şekilde izlerinin kalıp kalmayacağı yine sallanmakta olduğu belirtilen dişin aynı şekilde 3-4 gün aynı konumda kalmasının mümkün olup olmadığı ve bu şekilde bir dişle aynı süre içerisinde çiğneme yapmanın mümkün olup olmadığı,
    e) Buz uygulaması yapılması halinde çenedeki muhtemel ekimozların azalıp azalmayacağı, buna bağlı olarak 29.11.2006 tarihli raporda çenede bir ekimoz ya da kızarıklık oluşmasının buzla engellemiş olup olmadığı, hususlarında rapor alındıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeblerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanmaması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi