10. Hukuk Dairesi 2018/4159 E. , 2019/5714 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ayni yardım niteliğindeki yakacak yardımının sigorta primine esas kazanca dâhil olmadığının tespiti ve yersiz ödenen sigorta ve işsizlik sigortası primlerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne dair karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada, mahkemece verilen 27.04.2015 tarihli ilk karar, Dairemizce verilen 14.03.2017 günlü bozma ilamı ile,; “…mahkemece, davacı şirketin dosya arasına sunduğu ve Kurumca doğrulanıp doğrulanmadığı anlaşılmayan bordro icmallerinde yer alan tutarlar esas alınarak kurumdan sorulmaksızın hesap yapılmak suretiyle 01.01.2004-30.09.2008 tarihleri arasında ödediği belirtilen yakacak paraları dikkate alınmış olup, dosya arasındaki belgelerden davalı kurum cevabi yazısına göre, prim tahakkukuna esas bordroların içeriğinde yakacak yardımı olarak kayıtlı olan bir tutar veya bölümün bulunmadığının belirtilmesi karşısında, Mahkemece, öncelikle davalı kuruma verildiği esnada bordrolarda hak edilen ücret dışında ayrıca belirtilen yakacak yardımlarının varlığı araştırıldıktan sonra, dava konusu dönem içinde, her bir işyeri dosyası bazında ödenen sigorta primi ve işsizlik sigortası prim tutarları, ait oldukları dönemler ve ödeme tarihleri üzerinden, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, çalışan her bir sigortalı bazında dava konusu dönem içinde ödenen ""nakdi yakacak yardımı"" tutarları tespit edilmeli, tavanı aştığı için prime esas kazanca dâhil edilmeyen tutarlar da gözetilerek, iadesi gereken tutarın kurum verileri ile doğrulandıktan sonra usulünce belirlenmesi…” gereğine işaret edilmiş ise de, mahkemece bozma sonrasında yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada, Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararlarına uyulmuş olmasına rağmen, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün olmayıp, öncelikle, davacının işyerine ait tüm dönem bordroları ve özellikle davalı Kurumun her bir sigortalı ve her bir dönem bazında sigorta primine esas aldığı kazanç tutarı ile esas alınması gereken kazanç tutarları karşılaştırılmalı, bu kapsamda, fazla alınan tutar olup olmadığı ile davacı şirket tarafından ödendiği ileri sürülen yakacak yardımlarının, ücrete dâhil edilmesi suretiyle e-bordro/bidirge sistemi üzerinden mi, yoksa ücretin dışında olmak üzere, sigortalıya ödendiğine dair ayrıca kuruma ulaşan herhangi bir belgenin/belgelerin varlığının araştırılması ile davalı Kurumun, yakacak yardımları ödemelerinden haberdar olmasına rağmen, prime esas kazanç matrahını belirlerken bu yardımları ücrete dâhil edip etmediği hususu üzerinde duran, hesap yöntemi ve içeriği denetime elverişli şekilde bir rapor aldırılması ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı şirketin gönderdiği ve işyerinde çalışan sigortalı sayısı ve miktar bakımından çelişkiler içeren CD içeriğindeki bilgilere göre tanzim edilmiş, denetime elverişli olmayan raporun esas alınması suretiyle yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.07.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.